Ankara’nın en düzenli kentleşme bölgelerinden birisi olan Gölbaşı, diğer ilçeler ile karşılaştırıldığında kısmen küçük bir yüzölçümüne sahiptir. Bünyesinde sınırlı sayıda doğal güzelliğin yanı sıra tarihi yapılar da barındırmaktadır. Bu yapıların her biri kendine has özelliklere ve cezbedici güzelliklere sahiptir.
Ankara’nın göller bölgesi olarak nitelendirilen Gölbaşı ilçesi, konumu itibariyle sakin atmosfer arayan birçok kişinin tercih ettiği yaşam alanlarından birisidir. Ankara il merkezine ortalama 20 kilometrelik bir uzaklığının olması ve karayolu ulaşım alternatiflerinin zenginliği ilçenin popülaritesini arttırmaktadır.
Ankara’nın kalabalığından ve gürültüsünden uzak kalmayı başaran ilçelerden birisi Gölbaşı’dır. Gidildiğinde vakit geçirmek için çeşitli kafelere, restoranlara ve meyhanelere ev sahipliği yapmaktadır. Bu mekanların çoğu doğa il iç içe olup, huzurlu ve sakin bir atmosfer sunmaktadır.
Ankara’nın metropol ilçelerinden birisi olan Gölbaşı, daha çok şehirleşmenin ön planda olduğu bir yer olarak nitelendirilmektedir. Bundan dolayı da birçok kimse, ilçede yapılacak aktivitelerin sadece kafeteryalarda ve alışveriş merkezlerinde olduğunu düşünmektedir.
Gölbaşı, Ankara il merkezinden biraz uzakta olup, sakin ve doğayla baş başa tatil geçirmek isteyenler için ideal bir noktadır. Sınırlı sayıda doğal güzelliklere sahip olsa da, sakin atmosferi ve bozulmamış doğası ile gelen herkesin dikkatini çekmeyi ve beğenisini kazanmayı başarmıştır.
1991 yılında ilçe olan Gölbaşı, Antik Çağ’dan beri aktif bir şekilde yerleşke olarak kullanılmıştır. Yapılan arkeolojik araştırmalarda, MÖ 3000'den bu yana, Tunç Çağı, Hititler, Frigler, Romalılar ve Bizanslılar da dahil olmak üzere bir dizi uygarlığın kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.