En iyi organik muzların yetiştirildiği Mersin, öne çıkan özellikleri bakımından zengin bir kategoriye sahiptir. Akdeniz yöresine ait çeşitli yemekleri, Anadolu’nun en eski tarihi yerlerine ev sahipliği yapmasının yanı sıra kıyı kesiminde dalgaların az olması nedeniyle kıymetli turizm noktalarınızdan da biridir.
Şayet “Doğa severler için önemli noktalar var mı?” diye soracak olursanız, Anadolu’nun en sakin koylarına ev sahipliği yapan bir il olarak Mersin’de birçok doğal güzellik bulunmaktadır. Tarihle doğanın iç içe geçtiği noktaları keşfetmek, kuş bakışı manzaralar ile şehri ayaklarınızın altında hissetmek, burada deneyimleyeceğiniz güzellikler arasındadır.
Mersin doğal güzellikleri arasında plajlar, nehirler, ulusal milli parklar ve ormanlar vardır. Bu güzellikler güzellikleri gezerken aynı zamanda aktivite olanaklarını da değerlendirerek dolu dolu bir tatil geçirmeniz mümkündür.
Mersin'de kendinizi yabancı hissetmeyeceğiniz keyifli bir tatil geçireceğiniz konaklama seçeneklerini sizin için Mersin oteller sayfamızda listeledik.
Gilindire Mağarası (Aynalıgöl Mağarası)
Gilindire Mağarası
Aydıncık İlçesi sınırlarında yer alan mağara, bir çoban tarafından 1999 yılında tesadüfen bulunmuştur. Kaybettiği kirpisini arayan çoban izleri takip ederek bu noktaya ulaşmıştır. Sancak Burnu ve Kurtini Deresi arasında bir konuma sahiptir.
Denize sıfır olan mağaraya hem denizden hem de karadan giriş sağlanmaktadır. Denizden yüksekliği 50 metre olup mağazanın genişliği 100 metre, iç yüksekliği ise 18 metredir. İçerisinde çok çeşitli oluşumlar yer almaktadır.
Başlıca oluşumlar mağara iğnesi, duvar ve perde damlataşları, sütun, sarkıt, dikit ve akma taşlardır. Oluşumunun ortalama 30 milyon yıl sürdüğü araştırmacılar tarafından ortaya çıkarılmıştır. Mağaranın ortalama sıcaklığı ise 20 ile 21 derece arasında değişiklik göstermektedir.
Gilindire Mağarasına giriş 4,5 TL’dir.
Mersin'de birbirinden farklı mekanlar ile sizi büyüleyecek yerler için Mersin'de gezilecek yerler yazımıza göz atabilirsiniz.
Cennet Cehennem (Korykion-Antron)
Cennet Cehennem Obrukları
Cennet Cehennem Obrukları, Silifke İlçesi’nde, Toros Dağları’na çok yakın bir konuma sahiptir. Doğal yollarla oluşan iki mağaranın adlarıdır.
Cennet Obruğu’nun ağız bölümü 250 metre ile 110 metre elips şeklinde genişliğe sahipken derinliği 135 metredir. Obruğun kuzey yamacı tamamen diktir, bu yüzden o bölümden iniş ya da çıkış imkansızdır. Ortalama 450 basamaklı bir merdiven ile iniş yapılmaktadır. Sağlık problemi olanların inmesi tavsiye edilmemektedir. Merdivenin bitiş noktasına yakın Zeus Tapınağı vardır. Helenistik Dönem’den kalma bir tapınaktır. Mağaranın hemen giriş kısmında bir kilise yer almaktadır.
Cennet bölümünün 75 metre kuzeyinde Cehennem bölümü bulunmaktadır. Derinliği 110 metredir. İçbükey yan yüzeylere sahip olduğu için iniş çıkış yapılamamaktadır. Sadece dağcılar, ekipmanları ile Cehennem Obruğu’nun içine girebilmektedir.
Cennet Cehennem’e giriş 15 TL’dir.
Mersin'de muhteşem manzaraları ile sizi uzaklara götürecek gezi rehber için Mersin gezi rehberi sayfamızı kontrol etmeyi unutmayın.
Astım Mağarası
Astım Mağarası
Cennet Obruğu ile Astım Mağarası arası 300 metre civarındadır. Merdiven ile inilen mağaranın birbirine bağlı 200 metrelik galeri alanı vardır. Galerilerde bütün mağaralarda olduğu gibi sarkıtlar ve dikitler bulunmaktadır. Fakat Astım Mağarası’nda bulunanlar çok büyüktür. Oluşumu 3. Jeolojik Dönem’e dayanmaktadır.
Kış aylarında %95 nem oranı olan mağaranın yaz aylarındaki nem oranı %85’e düşmektedir. Mağaranın yıl içerisindeki ortalama sıcaklığı 15 derecedir.
İçerisinde bulunan ağaçlar dilek dilemek amaçlı kullanılmaktadır. Gelen ziyaretçiler dilekleri diledikten sonra orada bulunan ağaçlara bez parçaları bağlamaktadır. Bu yüzden yerli halk arasında Dilek Mağarası olarak anılmaktadır.
Astım Mağarası giriş ücreti 5 TL’dir.
Göksu Deltası
Göksu Deltası
Ramsar alanı olan Göksu Deltası çoğu göçmen kuşun durağıdır. Deltayı Göksu Irmağı’nın taşıdığı alüvyonlar oluşturmuştur. Ayrıca Akdeniz kıyısında bulunan en büyük ikinci delta olarak bilinmektedir.
Göksu Deltası doğal yaşam açısında çok büyük bir önem taşımaktadır. Doğal yapısını korumayı başaran nadir yerlerden bir tanesidir. Çoğu kuş türü Göksu Deltası’nda beslenmekte, kışı geçirmekte ve konaklamaktadır.
Bu zamana kadar toplam 332 kuş türünün Göksu Deltası’na geldiği tespit edilmiştir. Sulak alanda en çok gözlemlenen rakam olarak değerlendirilmektedir.
Sadece kuşlar açısından değil, ayrıca balıklar açısından da çok büyük bir önem arz etmektedir. Yumurtasını Göksu Deltası’na bırakan balıkların korunma ve beslenme noktasıdır.
Limonlu Çayı
Limonlu Çayı
Toros Dağları’ndan biri olan Yüklük Dağı, Limonlu Çayı’nın ana kaynağına sahip dağdır. Erdemli İlçesi’nde yer almaktadır. Akış yönü güneybatı üzerinden ilerleyerek Akdeniz’e dökülmektedir. Toplam uzunluğu 130 kilometredir. Limonlu Çayı’na güç veren kollar, Akçay, Susma ve Evdirek’tir. Ayrıca mevsimlerde çayın akış gücünü etkileyen etmenlerdir.
Eski zamanlarda Tracheis (Kilikia Tracheia) ve Düz Kilikya (Kilikia Pedias) gibi eski uygarlıklar arasında bir sınır oluşturmuştur. Çayın hemen çıkış noktasında ise bölgenin eski başkenti olan Lamos bulunmaktadır. Bu yüzden eski çağlarda kent ile aynı adı taşımıştır.
Mersin'de bir çok eğlenceli aktiveteler ile yüzünüzü güldürecek oteller için Mersin tatil otelleri sayfamızı özel olarak hazırladık.
Ilısu Şelalesi
Ilısu Şelalesi
Mersin Gülnar İlçesi’nde olup 70 metre yükseklikten dökülen şelaledir. Erik Deresi’nden ve Ilısu’dan kaynağını almaktadır. Şelalenin olduğu bölge ile Ermenek Çayı arası 5 kilometre olup şelalenin dökülen suyu bu noktaya varış sağlamaktadır. Çevresi tamamen çam ağaçları ile çevrelenmiştir.
Yaz aylarında Mersin sıcaklığından bunalıp serin bir yerde vakit geçirmek isteyenlerin uğrak noktasıdır. Ayrıca Nisan ve Mayıs aylarında suları en fazla seviyeye ulaştığından dolayı ziyaret için ideal aylardır. Konaklama için bu bölgeyi tercih edenlere özel kamp alanı da mevcuttur.
Dragon Çayı (Anamur Çayı)
Anamur Çayı
Anamur İlçesi’ndeki Toros Dağları’nın eteklerinde, 35 kilometre uzunluğa sahip nehirdir. Kaynağını Yellice, Çatalyatak ve Kızcağız tepelerinden almaktadır. Ana çıkış noktası ise Sugözü Köyü’dür. İlkbahar mevsiminde eriyen karlar sayesinde debisi maksimum olurken, yaz aylarında azalma göstermektedir.
Bu çay üzerinde yapılabilecek aktiviteler ise nehir kayağı ve kanodur. Su sporlarının başlangıç noktası Kılıç Deresi’nin bulunduğu yer olup, bitiş Alaköprü’nün olduğu alandır. Bu iki noktanın ortalama uzunluğu 10 kilometredir.
Köşekbükü Mağarası
Köşebükü Mağarası
Anamur İlçesi’nin Ovabaşı Köyü yakınlarında yer almaktadır. Bu köy Anamur’un 9 kilometre kuzeybatısındadır. 2000 yıllık geçmişe sahip Köşebükü, astım hastalarının derdine şifa olmuştur. 3 bölüme sahip mağaranın nem oranı %80 iken, sıcaklığı daima 18 derecedir. Bu üç bölümün birincisi Huzur, ikincisi Şifa ve üçüncüsü Dilek olarak adlandırılmıştır. Sadece üçüncü bölümde nem oranı %82 olarak artış göstermektedir.
Tabakalanmış kaya dokuları mağaranın çevresini kapsamaktadır. İçine girildiğinde ise çok fazla dikit ve sarkıt görülmektedir.
Köşekbükü Mağarası’na giriş 5 TL’dir.
Pullu Tabiat Parkı
Pullu Tabiat Parkı
Orman ile denizin mükemmel uyumunun görüleceği doğal güzelliklerden birisidir. Ayrıca deniz kaplumbağalarının yuvalama noktasıdır. Sadece deniz kaplumbağaları değil, Akdeniz foklarının da dolaştığı bir denizi vardır.
Ormanlık alan ise kızılçam, defne ve yaban mersini ağaçları ile çevrilidir. Bu alanın içerisinde yaban tavşanı, karatavuk, martı ve ve tarla faresi gibi hayvanlarla karşılaşma olasılığı çok yüksektir.
Çadır kapasitesi 180 olup ayrıca 30 adet karavan yeri bulunmaktadır. WC, kabin, duş, lokanta ve pansiyon gibi olanaklar sunulmaktadır. Ayrıca günübirlik piknik yapmak isteyen yerli halkın da uğrak noktasıdır.
Doğa sporlarını sevenler için bisiklet, ATV, motorsiklet kiralama seçenekleri 4 TL ve 8 TL arasında değişkenlik göstermektedir.
Pullu Tabiat Parkı 4 TL’dir.
Kuyuluk Tabiat Parkı
Kuyuluk Tabiat Parkı
Mezitli Çamlıca Mahallesi’nde 19 hektarlık bir alan içerisinde yer almaktadır. Türkiye’nin ulusal parklarından bir tanesidir. 1980’li yıllarda sadece piknik alanı olarak değerlendirilen bu tabiat parkı, 2011 yılından itibaren milli park olarak nitelendirilmiştir.
Kızılçam, keçiboynuzu, zakkum, yaban mersini ve Kıbrıs akasyası ağaçları ile çevrili Kuyuluk Tabiat Parkı ayrıca, kukumav, kertenkele, leş kargası ve serçelere ev sahipliği yapmaktadır.
Günümüzde de piknik yapmak için izin verilen bölgede kişisel ihtiyaçların karşılanabileceği tesisler mevcuttur.
Kuyuluk Tabiat Parkı giriş ücreti 12,50 TL’dir.
Erdemli Talat Göktepe Çamlığı
Erdemli Talat Göktepe Çamlığı
Ortalama 500 metre genişliğe ve 3 kilometre uzunluğa sahip kumsal alanı ile Mersin’in en önemli doğal güzelliklerinden birisidir. Çamlıktaki sahil kesimi ve ormanlık alanı hoş bir uyum içerisinde ziyaretçilerini karşılamaktadır.
Ormanlık alan kum zambakları, kızılçam, yaban mersini, fıstık çamı, okaliptüs, Kıbrıs akasyası gibi ağaç ve çalı türleri ile çevrelenmiştir. Ayrıca gelincik, karatavuk, sincap, tarla faresi ve karayılan ormanlık arazide karşılaşılması olası olan hayvan türleridir.
Piknik, kamp ve karavan için ayrılmış özel alanlar vardır.
Erdemli Talat Göktepe Çamlığı ‘na giriş 4 TL’dir.
Mersin'de plaja yakın lüks hizmetleri ile her türlü imkanları sağlayan oteller için Mersin 5 Yıldızlı oteller sayfamızı kontrol edebilirsiniz.
Karabucak Ormanı
Karabucak Ormanı
Tarsus İlçesi’nin güneyinde yer almaktadır. Eski Çağlarda Akdeniz liman kentlerinden birisi olan Tarsus İlçesi’nin Berdan Nehri’nde oluşan alüvyon çökelleri sebebiyle kıyı şeridi belirli aralıklarla güneye doğru kaymıştır. Tamamen güneye ulaşması kısa sürmüştür. Bu doğal oluşumun hemen ardından yağmurlu günlerden sele sebep olan Rhegma isimli bir lagün oluşturmuştur.
İlerleyen zamanlarda Bizans İmparatoru Justinian, akışı kolaylaştırmak için bir kanal yaptırmış fakat 7. yüzyıla geçildiğinde gölün bir kısmı kurumuş ve bataklık bir bölge haline gelmiştir. Bu bataklık bölge orada yaşayan insanların sıtma hastalığına yakalanmasına sebep olmuştur.
Uzun bir süre bataklık halinde kalan bölge 1939 yılında Mersin Belediyesi tarafından yapılan çalışmalar sayesinde ormanlık alana dönüştürülmüştür. 885 hektarlık alana okaliptüs ağaçları dikilmiş, sonrasında ise bu ormanlık alanı genişletmek isteyen belediye 1960’lı yıllarda yeni ağaçlar dikmiştir.
Güresin Ormanı ve Turan Emeksiz Ormanı olarak ikiye ayrılmaktadır. Okaliptüs ağaçlarının dikildiği ilk kısım Güresin Ormanı olarak bilinirken, sonradan eklenen Turan Emeksiz Ormanı sahil çamı ve fıstık çamı gibi farklı ağaç türlerine ev sahipliği yapmaktadır.