Geçmiş dönemdeki adı Smyrna olan İzmir (Konak) ilk olarak Bayraklı’da yer alan Tepekule Höyüğü üzerinde kurulmuştur. Geçmiş çağlardan günümüze kadar hep önemli bir konumda olmuş olan kent, Roma döneminde de ticaret hacmi ile görkemli bir dönem yaşamış ve Helenistik dönemde kentte imar faaliyetleri artmıştır. O dönemlerde ise Smyrna ‘Asya’nın birincisi, en büyük şehri’ olarak anılmaktadır.
9.yüzyıla gelindiğinde Çaka Bey tarafından Türk egemenliğine giren kent, 1096 yılında tekrar Bizans İmparatorluğu tarafından yönetilmeye başlanmıştır. 9.yüzyıldaise Aydınoğulları tarafından ele geçirilen İzmir, kıyı kesimlerinin alınamamasından dolayı aşağı şehir-yukarı şehir ya da Müslüman İzmir-gâvur İzmir olarak adlandırılmış ve ayrılmıştır.
1402 yılında Timur’un bu bölgeyi ele geçirmesinin ardından 1426’da Osmanlı İmparatorluğuna bağlanmıştır.
Ticaretin kalbi olan Smyrna’ya Avrupa’dan Levanten ve Frenk adlı topluluklar ile Rum, Yahudi, Ermeni gibi azınlıklar göç etmiştir. 1860’lı yıllara gelindiğinde tiyatro, sinema, tramvay hattı, lüks mağazalar, yeni limanlar gibi gelişen bir şehir haline dönüşen İzmir, küçük Paris olarak adlandırılmıştır.
I.Dünya Savaşı’nın başlaması ile İzmir ticareti durmuş ve 1919 yılından 1922 yılına dek Yunan işgali altında kalmıştır. Cumhuriyet ilan edildiği dönemde ise planlı gelişme dönemi başlamış, Konak Belediyesi olarak 1984 yılında İzmir merkez ilçesi konumuna gelmiştir.
Uygun fiyatları ile ben eğlenceme bakarım diyen kişiler için bütçe dostu konaklama hizmetleri veren hotelleri Konak hotel sayfamızda listeledik.
Kızlarağası Hanı
Tarihi Kızlarağası Han'ı Günümüzde Kemeraltı Çarşısı içerisinde yer alan Kızlarağası Han’ı 1744 yılında Hacı Beşir Ağa tarafından yaptırılmıştır.
Han bünyesinde birçok hediyelik eşya dükkânı, kafe ve restoran yer alan bu tarihi çarşı Konak’ta görülmesi gereken yerlerdendir. Geçmişte olduğu gibi canlılığını asla yitirmemiş olan Kızlarağası Hanı’nda Türk Kahvesi’nin lezzetli tadına varabilirsiniz.
Kızlarağası Hanı ve diğer gezilecek yerlere yakın ve ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek oteller için İzmir'deki oteller sayfamızı ziyaret edin.
Hisar Camii
Konak Hisar Camii
Konak Kızlarağası Hanı’nın hemen yanında yer alan camii pek çok turistik özelliği olmasa da ilçeye gelen turistlerin %75’inin ziyaret ettiği ve ilgisini çektiği bilinmektedir.
1597 yılında Aydınoğlu Yakup Bey tarafından inşa edilen Hisar Camii, Kemeraltı Çarşısı içerisinde gezilecek yerler listenize ekleyebileceğiniz tarihi bir yapıttır.
Konak'ta yaz tatillerinde deniz, güneş ve konfordan vazgeçemeyenler için Konak'ta gezilecek yerler yazısına mutlaka göz atmalısınız.
Agora Antik Kenti
Agora Antik Kent Kalıntıları
Konak Namazgâh semtinde yer alan Agora Antik Kenti, Helenistik dönemden kaldığı tahmin edilen bir pazar yeridir. Tarihe ışık tutan yapıları barındıran biri olan kentte mezar taşları, kanallar, bazilika, heykeller ve yazıtlar gibi birçok eser bulunmuştur.
Dünyanın en büyük agoralarından biri olan bu agora üç katlı şekilde inşa edilmiştir. Toprak altında olan ve varlığı 1927 yılında keşfedilen Agora, MS 178 yılında olan deprem sonrası İmparator Marcus’un destekleri ile yeniden inşa edilmiştir.
Bölgeden çıkarılan eserler Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Haftanın her günü 08:00 17:00 saatleri arasında açık olan Agora, Konak’ta görülmesi gereken tarihi yapılardan biridir.
Konak'ta sizi günümüz dünyasından ayırıp başka bir diyara taşıyacak yerler için Konak gezi rehberi sayfamıza göz gezdirmeyi unutmayın.
Radyo ve Demokrasi Müzesi
İzmir Radyo ve Demokrasi MüzesiKonak Basmane semtinde yer alan Radyo ve Demokrasi Müzesi, radyonun geçirmiş olduğu 1970, 1980, 1990’lı yıllarındaki evrimini sergilenmektedir. Ayrıca müzede bu dönemlere ait birçok taş plak da bulunmaktadır.
Basmane Garı’nın 5 dk yürüme mesafesindeki müze, pazar ve pazartesi günleri hariç sabah 09:00 akşam 17:00 saatleri arası ziyarete açıktır.
Tarihi ve siyasi müzelere kategorisinde yer alan Radyo ve Demokrasi Müzesi, Avrupa’nın en iyi 16 müzesi arasında yer almaktadır. 6 farklı galeri bulunan müzede o dönemlerin siyasi ve sanat aktörlerinin ses kayıtlarını dinleme fırsatı da sunulmaktadır.
İzmir'e gittiğinizde mutlaka görülmesi gereken yerleri ekibimiz sizin için hazırladı. İzmir gezi rehberi sayfasını kontrol edebilirsiniz.
Konak Yalı Camii
Konak Tarihi Yalı CamiiKonak Camii olarak da anılan Yalı Camii, İzmir’in en zarif camilerinden biridir. Konak Meydanı içerisinde yer alan Camii sekizgen yapılı planı ve çinileri ile dikkat çekmektedir.
1355 yılında Mehmet Paşa kızı Ayşe Hanım tarafından inşa ettirilen cami tek kubbeli ve tek minareli inşa planıyla Osmanlı mimarisini yansıtmaktadır.
Birinci Dünya Savaşı’nda restorasyon yapılan camii, 1964 yılındaki onarım sonucunda yalnızca kapı ve pencere kenarlarındaki çiniler bırakılmıştır.
Konak Meydanı Saat Kulesi’nin hemen yanında yer alan Yalı Camii, dini anıtsal özellik taşıyan görülmesi gereken tarihi yapılardandır.
Saint Polycarp Kilisesi
Saint Polycarp Kilisesi ibadet Salonu1625 yılında İzmir Piskoposu ve Aziz Yuhanna’nın öğrencisi Saint Polykarp adına yaptırılmış olan kilise, Konak’ta görülmesi gereken önemli tarihi bir ziyaret noktasıdır.
Geçmiş dönemde inandığı inanç ve Hristiyanlığı yayması ile suçlanan Polycarp öldürülmesinin ardından yapılmış olan kilise içerisinde ressam Raymond Pere, Polycarp’ın hayatını ölümsüzleştirmek amacı ile kilise duvarını resimler yapmıştır.
İzmir Konak’ta yer alan bu Katolik kilise pazar günleri hariç her gün 15:00 17:00 saatleri arasında ziyaret edilebilmektedir. Kapısı kapalı olduğundan dolayı zile basılarak içeri girebilirsiniz.
Konak'ta inancı gereği hassasiyetleri olan misafirlerin beklentilerini karşılayabilecek oteller için Konak İslami oteller sayfamızı incelemeyi unutmayın.
Kadıfekale
Kadifekale Surlarından Kent Manzarasıİzmir Konak’ta yer alan Kadıfekale, körfeze hakim bir konumda yer almaktadır. İzmir’e tepeden bakan Kadıfekale, MÖ 4.yüzyılda Büyük İskender’in emri ile Lysimachos tarafından kurulmuştur.
Rivayete göre, Büyük İskender Kadıfekale’de bir ağacın gölgesinde uyur ve rüyasında gördüğü Nemesis (koruyucu ruhlar) İzmir’in uyuduğu tepenin altına kurmasını isterler. Bunun üzerine Pagos Tepesi’ne kurulan kent dönemin en büyük kentleri olan Efe ve İskenderiye ile aynı seviyede yarışacak konuma yükselir.
Kadıfekale çevresi günümüzde modern yerleşim alanı olarak kullanılıyor olsa bile Helenistik ve Roma dönemine ait sur duvarları görülebilmektedir. Kalenin içerisinde ise Bizans İmparatorluğu döneminde kalan büyük kemerli bir sarnıç ve mescit bulunmaktadır.
Manzarası ile de insanların dikkatini çeken Kadıfekale’nin girişinde yer alan İzmir Körfezi’ni seyre dalabileceğiniz birçok mekân yer alır.
Aziz Voukolos Kilisesi
Aziz Voukolos Kilise Binasıİzmir Konak’ta Rum kesimin nüfus yoğunluğu çok olduğu zamanlarda inşa edilmiş olan kilise, Smyrna’nın ilk piskoposlarından Aziz Voukolos adına yaptırılmıştır.
Misyonu 1922 yılına kadar devam eden kilise, Rumların bölgeden göç etmesi ve cemaatinin İzmir’den ayrılması ile yıllarca ter edilmiş bir şekilde kalmıştır. 1924 yılında ise Atatürk’ün emri ile Asar-ı Atika Müzesi’ne dönüştürülmüştür.
Yıllarca müze işlevini sürdüren kilise zamanla Kültür Bakanlığı tarafından opera çalışma salonu olarak hizmet vermiştir. Yılların eskittiği yapı 2010 yılında restore edilmiş ve tekrar hizmete sunulmuştur.
Kilise günümüzde çok amaçlı bir kültür salonu olarak kullanılmaktadır.
Dinlenmek ve uzun zamandır ihtiyaç duyduğunuz o hayalinizdeki tatili yapmak için Konak tatil otelleri göz atmayı unutmayın.
İzmir Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
İzmir Arkeoloji ve Etnografya Müzesi BİnasıKonak Bahribaba Parkı içerisinde ulaşılması oldukça kolay olan müze Körfeze hakim bir konumda tarihin eski çağlarına bir yolculuk sunmaktadır.
1831 yılında St. Rock Hastanesi olarak kurulan müze, sonrasında kimsesiz kalan Hristiyan çocukların sığınağı olmuştur.
İzmir Arkeoloji ve Etnografya Müzesi içerisinde Bergama, Efes, Milet, Klazomenai, Iasos ve Teos gibi birçok Ege antik kentlerinden çıkarılan değerli tarihi eserler sergilenmektedir. Tarihe ışık tutan müzede Bronza Koşan At Heykeli ve Bronz Demeter Heykeli en dikkat çekici eserlerdendir.
Arkeoloji Müzesi’ne giriş 12 TL, Etnografya Müzesi ise ücretsizdir.