Tarsus Tarihi Yerleri

Tarsus, Türkiye'nin güneyinde, Akdeniz'den 20 km içeride bulunan tarihi bir ilçedir. Kuruluşu 8000 yıl öncesine dayanmaktadır. Yapılan araştırmalara göre Yeni Taş Çağı'ndan itibaren aktif olarak kullanılmıştır. Güneyden gelen ticaret yollarının üzerinde olması, yerleşim yeri olarak kullanılmasının en temel sebebidir.    

Sürekli göç alan ve ticaret açısından etkin rol oynayan bu ilçe, farklı kültürden insanlara hoşgörü ile ev sahipliği yaptığı ve bazı dini inançların rahatlıkla yaşanması konusunda elverişli olduğu için önemli bir yer haline gelmiştir. 

Tarsus'ta açık büfe imkanlarıyla bütçe dostu oteller için Tarsus otelleri fiyat sayfamızı kontrol etmeyi unutmayın. 


Nusret Mayın Gemisi

Nusret Mayın Gemisi Nusret Mayın Gemisi

Nusret, Çanakkale Seferi'nde bir mayın gemisi olarak hizmet vermiş ve daha sonra Türk Deniz Kuvvetleri'nde çeşitli roller üstlenen Osmanlı Donanması'nın deniz gemisi olarak kullanılmıştır.

1913 yılında Teğmen Tophaneli Hakkı tarafından, Yarbay Geehl komutası altında Osmanlı Deniz Kuvvetlerine devredilmiştir. 1915 yılının Şubat ayında beklenmedik bir şekilde 26 mayın HMS Irresistible, HMS Okyanusu ve Fransız zırhlısı Bouvet gemilerini batırmıştır. 

1. Dünya Savaşı'ndan sonra, 1926'dan 1927 yılına kadar Gölcük'te tekrardan kullanılmaya başlanmıştır. 1937'de Yardin Dalış Gemisi olarak hizmet vermiştir. 1955 yılında ise gemi müzesine dönüştürülerek halka açılmıştır.

1989 yılında Mersin Limanı yakınlarında battıktan sonra uzun bir süre boyunca çıkarılamamıştır. 2003 yılında birçok gönüllü kişi tarafından tekrardan denizin üzerine çıkarılan gemi, Çanakkale Savaşları ile ilgili heykellerle birlikte anıt haline getirilmiştir. 

Giriş 6 TL'dir. 

Hafta sonu tatilinizi ailenizle birlikte geçireceğiniz rahat konaklama imkanları sağlayan otelleri ekibimiz sizin için Mersin Bölgesi otelleri sayfasında listeledik.


Kleopatra Kapısı

Kleopatra Kapısı Kleopatra Kapısı

Kleopatra Kapısı, ismini Mısır Kraliçesi Kleopatra VII'den almıştır. M.Ö 41 yılında, Mark Antony, Octavian'a karşı mücadelesinde, Kleopatra VII ile ittifak kurmuştur. Kleopatra VII, liman kapısı üzerinden Tarsus'a girmiştir.

Yapı taşlarına ve çimento inceliğine bakıldığında orijinal kapının Bizans İmparatorluğu ya da Abbasiler tarafından yeniden inşa edildiği düşünülmektedir. Osmanlı Dönemi’nde kullanılan ismi Kancık Kapısı'dır. 20. yüzyılın başlarında, Kleopatra Kapısı olarak isim değişikliği yapılmıştır. 


Şahmeran Hamamı

Şahmeran Kapısı Şahmeran Kapısı

Adana'yı Mersin'e bağlayan ana yol üzerinde bulunan Kızılmurat Mahallesi’nde yer almaktadır. Adını efsanevi yaratık Şahmeran'dan almıştır. Hamamın duvarında efsanevi hikayeler yazılıdır. Efsaneye göre Şahmeran, yarı insan yarı yılan olan bir yaratıktır. 

Bu hamam 14. ve 16. yüzyılları arasında o dönemin egemen beyliği Ramazanlılar tarafından Eski Roma Hamamı’nın temelleri üzerine inşa edilmiştir. 1873 yılında Osmanlı İmparatorluğu döneminde restore edilmiştir.

Dikdörtgen planlı hamamda dört eyvan vardır. Yapısında moloz taşlar kullanılmıştır. Ana bölümleri bir kubbe ile örtülüdür. Ortak hamamın yanı sıra 10 tane özel ahşap oda bulunmaktadır.

Manzaraları ile sizi büyüleyecek ihtişamlı yerler için ekibimizin hazırladığı Tarsus'ta gezilecek yerler yazısına göz atabilirsiniz.


Kırkkaşık Bedesteni

Kırkkaşık Bedesteni Kırkkaşık Bedesteni

Kırkkaşık Bedesteni Tarsus'ta inşa edilen ilk bedestendir. Yapının tavanında oyulmuş lotus figürler vardır. Ortaçağ Dönemi’nde, sömürgelerden gelir kaynağı sağlarmıştır. 

Daha sonra camilere destek sağlamak amaçlı hayır kurumuna dönüştürülmüştür. 1960-1961 yılları arasında bedesten onarılıp kamu kullanımına yeniden açılmıştır. 600 metrekare dikdörtgen plana sahip yapının inşasında kesme taş kullanılmıştır. Çatısında beş adet kubbe vardır. Günümüzde bu dükkan olarak kullanılan 18 odası hizmet vermektedir.  


St. Paul Kilisesi

St. Paul Kilisesi St. Paul Kilisesi

St. Paul Kilisesi Türkiye'de yer alan eski bir Rum Ortodoks Kilisesi’dir. Araştırmalara göre St. Paul Kilisesi'nin tarihi 1102 yılına dayanmakta olup, 1862'de restore edilerek günümüzdeki halini almıştır. Yapının inşasında taş duvarlar ve kör tonozlar kullanılmıştır.

Kuzeydoğu köşesinde yükseltilmiş bir çan kulesi bulunmaktadır. Ortadaki pencerenin kenarları melekler ve manzara tasvirleriyle dekore edilmiştir. Tavanın ortasında İsa'nın freskleri, iki tarafında da Matthew, Mark, Luke ve John'un resimleri vardır.

Kilise 1993 yılında koruma altına alınmış ve 1998-2000 yılları arasında tekrar bir restorasyon çalışması ile yenilenmiştir. Şu anda Kültür Bakanlığı'nın koruması altında olup, resmi olarak Anıtsal Müze hizmeti vermektedir. Kilise, dini hizmetlere açık olmasına rağmen, çok fazla giden olmamasından dolayı sadece belirli aralıklarla hacılar için törenler düzenlenmektedir. 

Giriş ücreti 6 TL'dir.


Roma Yolu

Roma Yolu Roma Yolu

Antik Dönemde Kilikya'yı Kapadokya'ya bağlayan ana yolun bir parçası olduğu düşünülmektedir. Kuzey sınırı, Niğde’deki Antik Tyanna Kenti'nin bir kısmı olan Bahçeli Kasabası’nda yer almaktadır. Güney sınırı ise Tarsus’tadır. Bu iki yer arasındaki otoyol mesafesi 148 kilometredir. Yolun sadece küçük bir kısmı ortaya çıkarılmıştır.

Tam olarak keşfedilemeyen yol, Tarsus'a 14 kilometre uzaklıktaki Sağlıklı Köyü etrafında bulunan bir tepeden başlamakta ve kuzey yönüne doğru yaklaşık 3 kilometre boyunca devam etmektedir. 

Roma İmparatorluğu tarafından MS 1. yüzyılda inşa edildiği düşünülmektedir. Yol taş kaplama olup her tarafında taş parapetler vardır. Parapet hariç yolun genişliği yaklaşık 3 metredir. Kesme taş kapının dış boyutları 8.8 metre genişliğinde, 5.2 metre yüksekliğindedir.

Tarsus'a tatil için geldiğinizde mutlaka gidilmesi gereken yerleri sizin için Tarsus gezi rehberi sayfasında sunuyoruz.


Ulu Cami

Tarsus Ulu Camii Tarsus Ulu Camii

Nur Mahallesi'nde bulunan cami, ilçenin merkezinde olup, Tarsus'un en büyük camisidir. St. Paul Kilisesi'ne çok yakın bir yerde olan dini yapı, 1579 yılında Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nde inşa edilmiştir.

Camiyi Türkmen hanedanı İbrahim Bey yaptırmıştır. Ancak bilgi levhasına göre 9. yüzyılda Abbasi Dönemi’nde Ulu Camii'nin yerinde eski bir cami bulunmaktadır. Tarsus, Bizans İmparatorluğu tarafından ele geçirildikten sonra eski cami bir kiliseye dönüştürülmüştür.

14. yüzyılda Ramazanoğlu, Tarsus'u ele geçirdikten sonra cami yeniden inşa edilmiştir. Kırkkaşık Bedesteni caminin yapımında maddi destek sağlamıştır.

Avlusuna yer alan anıtsal mermer kapıdan giriş yapılmaktadır. 16 kubbeye sahip olup, 14 sütunlu kiremitlerle dekore edilmiştir. İnşasında oyulmuş taşlar kullanılmıştır. Ana binadaki sütunlar İran Kemeri denen yarım sivri kemerle bağlanmıştır. Caminin doğusunda, Adem'in oğlu olduğuna inanılan Al-Ma'mun, Danyal ve Seth'in mezarları bulunmaktadır. 


Tarsus Müzesi

Tarsus Müzesi Tarsus Müzesi

Kubat Paşa Medresesi müzeye dönüştürülerek 1970 yılında hizmet vermeye başlamıştır. 1999 yılına kadar medresenin içinde faaliyet göstermeye devam eden müze, sonrasında 75. Yıl Tarsus Kültür Merkezi Kompleksi'ne taşınmıştır. 

Günümüzdeki haliyle 3 katlı bir müzedir. 1. katında bürolar ve idari bölüm yer almaktadır. Zemin katında etnografik eserler, bodrum katında ise sikke teşhir salonları ve arkeolojik eserler sergilenmektedir. 

Tarsus Müzesi girişi ücretsizdir. 

Mersin'deki birbirinden farklı yerler ile tutkunuzu yeniden keşfetmenize imkan sağlayacak Mersin gezi rehberi sayfamızı okumayı unutmayın.


Antik Yol

Antik Yol Antik Yol

Tarihi Tarsus İlçesi’nde antik bir yolun ortaya çıkarılmış kesimidir. 1993 yılında bir inşaat çukurundan kazara açığa çıkarılmıştır. Koruma amaçlı tel panel ile çevrilmiştir. Roma İmparatorluğu döneminde MS 1. yüzyılda inşa edildiği düşünülmektedir.

Yolun genişliği 6,5 metredir. İnşasında bazalt taşlar kullanılmış ve yolun altında bir kanalizasyon sistemi kurulmuştur. Yolun batı ve doğusunda sütun sekisi vardır. Tarsus'un kuzeyinde de bir Roma yolu bulunmaktadır fakat iki yolun eski çağlarda birbirine bağlı olup olmadığı bilinmemektedir. 


St. Paul Kuyusu

St. Paul Kuyusu St. Paul Kuyusu

Tarsus ilçe merkezinde bulunan Kızılmurat Mahallesi'nde yer almaktadır. St. Paul'un evinin olduğu düşünülen yerde bulunan kuyudur. Kalıntıların olduğu düşünülen bu bölgede kazı çalışmaları yapılarak St. Paul'un evi olduğuna dair bazı duvarlar ortaya çıkarılmıştır. Çeşme de bu duvarların yanında yer almaktadır. 

Kuyunun çapının 1.15 metre ve derinliğinin 38 metre olduğu, araştırmalar sonucu ortaya çıkarılmıştır. Kuyunun ağız taşı silindir olmasına rağmen ana gövdesi kare şeklindedir. Yapımında dikdörtgen kesme taşlar kullanılmıştır.

Kuyunun suyu yaz kış kesintisiz bir şekilde akmaktadır. Tarsus'a hac yolculuğu amaçlı gelen din adamları tarafından kuyunun suyunun şifalı olduğuna inanılmaktadır.

Giriş ücreti 6 TL'dir. 

Tarsus'taki aileniz ile birlikte kendi evinizde hissedebileceğiniz konaklama seçeneklerini değerlendirmek için Tarsus butik otelleri sayfamızı inceleyebilirsiniz.


Gözlükule

Gözlükule Gözlükule

Gözlükule, Tarsus'un sınırları içerisinde bulunan bir Tümülüs’tür. Günümüzdeki hali ise 22 metre yüksekliğe sahip bir parktır. İlk olarak Neolitik Dönemde yapılan Gözlükule, MÖ 2. yüzyılda önemli bir liman olma özelliğine sahiptir. 

Tarsus daha sonrasında Gözlükule'nin hemen kuzeyinde kurulmuş bir yerdir. İlçe kurulduktan sonra hala Kilikya'nın limanı olarak aktif olarak kullanılmıştır. M.Ö 41 yılında Kleopatra VII ve Mark Antony, Gözlükule Limanı’nı kullanarak Tarsus'a girmiştir. Daha sonraki yıllarda, Berdan Nehri'nin taşıdığı tortu nedeniyle sahil şeridi güneye taşınmış ve Gözlükule liman olarak önemini yitirmiştir. Kazılar başlamadan önce Tümülüs kısmen hasar görmüştür. 

1934-1939 yılları arasında yapılan ilk kazılar, Bryn Mawr Koleji ve Hetty Goldman liderliğindeki İleri Araştırma Enstitüsü'nden bir ekip tarafından gerçekleştirilmiştir. II. Dünya Savaşı sırasında araştırmalar kesintiye uğradıktan sonra, 1947'den 1949'a kadar bazı ek çalışmalar devam etmiştir. 


Donuktaş

Donuktaş Donuktaş

18. yüzyılın başında keşfedilen harabe Tekke Mahallesi'nde bulunmaktadır. V. Langlois'e göre Asus kralı Sardanapal'ın mezarı buradadır. Donuktaş'da yapılan ilk resmi araştırma 1888-1890 yılları arasında R. Koldewey tarafından başlatılmıştır. Sonradan kazı yapılarak büyük bir heykelin olduğu düşünülen parmak bulunmuştur. Yeni kazı çalışmalarında Donuktaş'ın anıtsal bir yapı olduğu ortaya çıkarılmıştır. 

Bu yapı kare şeklinde olan masif tonozlu bir kemerle bağlanmıştır. 20 basamaklı bir kaide üzerinde bulunduğu keşfedilmiştir. Dış cephesi mermer ile kaplanmıştır. Tapınakta tespit edilenler arasında ayrıca bir altar bulunmaktadır. 


Kubat Paşa Medresesi

Kubat Paşa Medresesi Kubat Paşa Medresesi

Tarsus ve çevresinde ayakta kalmayı başaran tek medresedir. Medresenin ilk yapım tarihi 1550'li yıllara dayanmaktadır. İsmini de yapımında etkin rol oynayan Kubat Paşa'dan almıştır. Açık avluya sahip bu medrese tek katlıdır. Avlunun güneyine ve kuzeyine hücreler inşa edilmiştir. Oldukça sade bir dekora sahip olan medresenin yapımında kesme taş kullanılmıştır. 

1970 yılında düzenlenen restorasyon çalışmalarından sonra müze olarak faaliyet göstermiştir. Sonrasında müzenin farklı bir yere taşınması ile birlikte tekrar restore edilen medrese, eski haline çevrilerek ziyarete açılmıştır.


Kızlar Kalesi

Kızlar Kalesi Kızlar Kalesi

Kızlar Kalesi ilçede bulunan bir kale harabesidir. Kaleye gitmek için Dörtler Köyü’nden sonra Çavuşlu Köyü’ne doğru ilerleyerek Kızlar Kalesi'ne ulaşım sağlanmaktadır. Denizden 500 metre uzaklıkta yer almaktadır.

Kalenin tarihi, Roma İmparatorluğu Dönemi’ne dayanmaktadır. İki katlı yüksek yapı, bir gözlem kulesi olarak inşa edilmiştir. Kapısı olmayan kalenin girişinde sadece ahşap merdivenler bulunmaktadır. Ayrıca odaların içyapısı kemerler ve tonozlar ile dekore edilmiştir. 

Giriş ücreti 6 TL'dir. 


Bilal-i Habeşi Mescidi

Bilal-i Habeşi Mescidi Bilal-i Habeşi Mescidi

Bilal-i Habeşi Mescidi tarihi küçük bir camidir. 1519 yılında ortaya çıkarılan Osmanlı belgelerine göre çok eski zamanlarda Bilal el-Habeshi, Bilal ibn Riyah ve ibn Rabah olarak da bilinen Bilal ibn Rabah adında bir vakıf kurulmuştur. Bu vakfın en güvenilir ve sadık yoldaşlarından birisinin Bilal olduğu bilinmektedir.

Bilal-i Habeşi'nin Hazreti Muhammed Peygamber’in halifesi olduğu dönemlerde fethettikleri yerleri gezerken Tarsus'a geldiğine inanılmaktadır. Söylentilere göre Bilal-i Habeşi bu bölgede bulunan bir mescitte namaz kılmıştır. Bilal'in adını taşıyan farklı bir mescit, 16. yüzyılda inşa edilmiştir. Mescit kare plana sahip ve büyük bir kubbe ile örtülüdür. 


Danyal Makamı

Danyal Makamı Danyal Makamı

Danyal Makamı Tarsus'ta bulunan küçük bir komplekstir. İncil'deki Danyal figürünün olduğuna inanılan bir mezardan oluşmaktadır. Arkeolojik çalışmalar sırasında cami-mezar kompleksinin bodrum katında iki adet Roma köprüsü bulunmuştur. İslam'da Danyal, 25 İslam peygamberinin listesine dahil edilmese de, kutsal bir figür olarak kabul edilmektedir. 

Efsaneye göre kıtlık döneminde Danyal Tarsus'a davet edilmiş ve geldiğinde şehre refah getirmiştir. Öldüğünde ise Tarsus'a gömülmüştür. Tam olarak nerede olduğuna dair kesin bir bilgi olmasa da, mezarının bulunduğu düşünülen yerin yanına bir cami inşa edilmiştir. İlerleyen zamanlarda ise camiye onun ismi verilmiştir. 

Tarsus'taki tatil zevkinizi en yüksek kaliteye taşıyacak oteller için Tarsus 3 yıldızlı oteller sayfamıza göz gezdirebilirsiniz.


Baç Köprüsü (Justiniaus Köprüsü)

Baç Köprüsü Baç Köprüsü

Tarsus şehir merkezine uzaklığı 2,5 kilometredir. Tarsus'u Adana'ya bağlayan eski otoyolun üzerinde yer almaktadır. Köprünün yapım tarihi 6. yüzyıla dayanmaktadır. Berdan Nehri üzerine inşa edilmiştir. Önceden Berdan Nehri, Mersin'in batı bölgesinde olsa da alüvyon çökelleri nedeniyle kıyı şeridi sürekli olarak güneye doğru hareket etmeye başlamıştır. 6. yüzyıla kadar, kıyı şeridi çoktan taşınmış ve yağmurlu mevsimlerde nehir akışını engelleyen ve sellere neden olan Rhegma adlı küçük bir lagün oluşturulmuştur. 

Bizans İmparatoru I. Justinianus şehrin doğusunda bir kanal inşa ederek nehrin akışını değiştirmeye karar vermiştir. Yeni rotayı belirledikten sonra köprüye kendi ismini vermiştir. 

Osmanlıların bölgeyi ele geçirmesinden önce köprüyü kullananlar belirli bir gümrük vergisi ödemiştir. Eski zamanlarda gümrük vergisi kelimesi baç olarak adlandırıldığı için köprünün ismi Baç Köprüsü olarak değiştirilmiştir.