Termal merkezleri ve şifalı suları ile meşhur olan Afyonkarahisar, bu önemli özelliği sayesinde geçmişteki onlarca medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Asırlardır bölgede hayat sürmüş olan halklar, Afyonkarahisar’ın şifalı suları ile hastalıklarına derman bulmuşlardır.
Medeniyet merkezi olması nedeni ile günümüze onlarca farklı tarihi eser ve kalıntı ulaşmıştır.
Afyonkarahisar’ın dikkat çeken bir yönü de Türkiye’nin en zengin mermer ocaklarından birisine sahip olmasıdır. Bu da geçmiş yıllarda, şehrin stratejik önemini artırmıştır.
Birçok antik kent kalıntısının bulunduğu şehirde, arkeoloji müzesi de yer almaktadır. Günümüze ulaşan ve halen ayakta olan tarihi yapıların büyük bölümü Selçuklular tarafından inşa ettirilmiştir.
Afyonkarahisar'daki günübirlik eğlenceleriniz için rahat konaklama hizmeti veren otelleri Afyonkarahisar otel sayfamızda listeledik.
Frig Vadisi
Frig Vadisi
Anadolu’da milattan önce 11. yüzyıldan itibaren görülen Frigler, Hititler sonrası dönemde Anadolu’da güç sahibi olmuşlardır. Bundan tam 3 asır sonra ise bugünkü Ankara merkezli krallıklarını kurmayı başarmışlardır.
Bu bölgeye Afyonkarahisar’da dahil olduğu için, ilde yapılan arkeolojik çalışmalarda, Frigler medeniyetine dair birçok kalıntı ortaya çıkarılmıştır. Bu eserlerin başında geometrik şekillere sahip seramik eserler gelmektedir.
Dünya’nın çok az yerinde bulunan kaya yapıtları ise Frigler’in sanat üzerine olan yeteneğini adeta ispatlamaktadır. Müzik aletinden, hayvan figürlerine kadar onlarca farklı icadı olan bu medeniyet, Kütahya ve Afyonkarahisar arasında olan Frig Vadisi ile de imzasını tarihe atmıştır.
Vadiye Afyonkarahisar Otogarı’ndan kalkan minibüsler ile ulaşım sağlanmaktadır. Yolculuk ortalama olarak 1 saat sürmektedir.
Afyonkarahisar Kalesi
Afyonkarahisar Kalesi
Geçmişte volkanik özellik göstermiş ve 226 metre yüksekliğe sahip bir kaya kütlesi üzerinde yer alan Afyonkarahisar Kalesi, Hititler döneminde inşa ettirilmiştir. Kayanın tepesi, 3400 yıl boyunca savunma amacı ile kullanılmış ve bölgede hüküm sürmüş tüm medeniyetler için stratejik açıdan önem arz etmiştir.
Şehir merkezinde yer alan kalenin birçok zenginliği yıllar içerisinde tahrip olmuş veya tamamen ortadan kalkmıştır. Geriye ise sadece birkaç kalıntı kalmıştır.
Afyonkarahisar ismini ilk alan yapı burasıdır. İkinci Selim döneminde bu bölgede yoğun Afyon yetiştirilmekteydi ve kalenin adı da Selçuklular döneminde Karahisar’dı. Selim bu ikisini birleştirerek kaleye Afyonkarahisar adını vermiştir.
Bu isim yakın zamanımızda, şehrin adını da belirlemiştir. Kale şehrin merkezinde bulunmakta olup, eteklerinde yine ilin önemli bir değeri olan Ulu Camii yer almaktadır.
Afyonkarahisar'da doğal güzellikleri ile sizi büyüleyecek yerler için Afyonkarahisar'ın gezilecek yerleri makalemizi kontrol etmeyi unutmayın.
Afyon Arkeoloji Müzesi
Afyon Arkeoloji Müzesi
Müzenin ilk kıvılcımları, Sandıklı’da 30’lu yıllarda yapılan arkeolojik çalışmalar ile duyurulmuştur. Türkiye’nin ve Cumhuriyet döneminin ilk kazı çalışmalarından birisi, Sandıklı ilçesinde gerçekleştirilmiştir. Bu durum, 30’lu yıllarda Türkiye için önemli bir prestij değeri taşımıştır.
Yapılan kazı çalışmaları çok uzun sürmüş ve modern bir müze açılması, 1971 yılında ancak gerçekleştirilebilmiştir. Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesi’nde sadece ilden ve ilçelerden çıkan eserler sergilenmekte, bölge illerden gelen bir eser bulunmamaktadır. Buna rağmen şehrin tarihinin 5.000 yıllık zenginliği, müzeyi dünya çapında bilinir hale getirmeye yetmiştir.
Müze içerisinde kategorilerine göre ayrılmış 9 farklı salon bulunmaktadır. Salonlarda Eski Tunç döneminden Bizans dönemine kadar çok çeşitli bir koleksiyon sergilenmektedir.
Müze pazartesi günleri kapalı olup diğer günlerde 17.30’a kadar hizmet vermektedir. Dini bayramların 1. günü de kapalıdır. Müzekart’ın geçerli olduğu Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesi’ne giriş ücreti 6 TL olarak belirlenmiştir.
Afyonkarahisar Ulu Camii
Afyonkarahisar Ulu Camii
Bir vadi üzerinde yükselen cami, Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşımaktadır. 40 adet ahşap direk üzerine oturtulan yapı, halk arasında 40 direkli cami olarak da bilinmektedir. Caminin yapımı 13. yüzyılın sonlarına dayanmakta ve Selçuklu Veziri’nin oğlu Nasuriddin Hasan tarafından inşa ettirilmiştir.
Moloz ve toprak kullanılarak yapılan cami, Cumhuriyet Dönemi sonrasında birkaç restorasyon çalışmasından geçmiş ve bu çalışmalar sırasında caminin çatısı tamamen yenilenmiştir.
Ahşap direkli camiler arasında önemli bir yeri olan Afyonkarahisar Ulu Camii, şehrin merkezinde yer almakta olup ilin en önemli tarihi yapısıdır. Şehrin sarp kalesinin eteklerinde inşa edilmiştir.
Restorasyon çalışmalarında birçoğu tahribata uğramış olsa da, cami içerisinde çok değerli çini ve hat çalışmaları yer almaktadır.
Büyük Taarruz Şehitliği
Büyük Taarruz Şehitliği
Sincanlı Ovası’na yakın bir konumda bulunan şehitlik ve Mustafa Kemal Atatürk anıtı, ovayı gören bir tepe üzerine kurulmuştur. Şehre İç Anadolu ve Marmara Bölgesi’nden gelen sürücülerin, görebileceği bir konumda inşa edilmiştir.
Yılın 365 günü ziyarete açık olan şehitlik, 1922 yılında Başkomutan Atatürk’ün verdiği emir ile başlayan Büyük Taarruz’da şehit olan 2425 kahraman Türk Askeri adına yaptırılmıştır. Sembolik olduğu için şehitler buraya gömülmemiştir.
Şehitlikte 18 metre yüksekliğinde ve oldukça gösterişli olan Mustafa Kemal Anıtı da yer almaktadır. Anıtın kitabesinde ise Büyük Taarruz’a katılan birliklerin ve onların komutanlarının adı yer almaktadır.
Kitabenin diğer tarafında ise Başkomutan’ın emirleri görülmektedir. Afyonkarahisar-Denizli yolunun hemen girişinde olan anıt, il merkezine 15 kilometre mesafededir. Merkezden gelmek isteyen ziyaretçiler, Sinanpaşa otobüs ve minibüslerini kullanmaktadır.
Afyonkarahisar'da doğal güzellikleri ile hayata bir daha tutunmanızı sağlayacak ihtişamlı yerleri ekibimiz sizin için Afyonkarahisar gezi rehberi sayfasında listeledi.
Yedikapılar Manastırı
Yedikapılar Manastırı
Yedikapılar Kaya Yerleşimi olarak da bilinen yapı, Afyonkarahisar’ın Bolvadin ilçesinde ve Kemerkaya Beldesi’nde yer almaktadır. Bolvadin-Emirdağ karayolu üzerinde konumlanmaktadır.
Bu kaya yerleşiminin, Bizanslılara ait olduğunu bilinmekte ve manastır olarak kullanıldığına dair öngörüler bulunmaktadır.
Dışarıdan çok küçük gibi görünen manastırın içerisinin çok görkemli ve büyük olduğu, yapılan arkeolojik çalışmalar ile ortaya çıkarılmıştır. Manastır içerisinde barınma yerleri, gıda stok alanları, mezar odaları, koridorlar ve sığınaklar dahi bulunmaktadır.
Yüzlerce yıl önce yaşamış olan halkların, kış aylarını da manastırda geçirdikleri, kaya yerleşimi içerisinde tasarlanmış olan havalandırma bacalarından anlaşılmaktadır. Manastırın halen çalışma yapılmamış kısımlarında, çok daha büyük bir yer altı şehri olduğu tahmin edilmektedir.
Sultan Divani Mevlevihanesi
Sultan Divani Mevlevihanesi
Anadolu’daki ilk Mevlevihane, Konya’da açılmış olsa da onu hemen Afyonkarahisar izlemiştir. Hz. Mevlana’nın şehre yaptığı ziyaret sonucunda Mevlevilik yayılmış ve Mevlana, şehirde büyük bir coşku ile karşılanmıştır. Hatta büyük alimin çocukları da, ziyareti esnasında burada sünnet olmuşlardır.
Sultan Divani Mevlevihanesi 13. yüzyılda yapılmış olsa da 1902 yılında çıkan yangınla, tamamen yanıp kül olmuştur. Daha sonra yapımına tekrar başlanmış ve inşaat 1908 yılında bitirilmiştir.
Cumhuriyet Dönemi’nde de aktif olarak ziyarete açık kalmış olan Mevlevihane, 2007 yılında modern restorasyon çalışmalarına tabi tutulmuştur. Günümüzde camisi, derviş odaları, çile hücreleri ve geniş avlusu ile ziyaretçilerini beklemektedir. Bina içerisinde asırlar öncesinden resimler ve Mevlevi yaşantısını resmeden balmumu heykelleri yer almaktadır.
Şehrin kalbinde bulunan ve Ulu Cami’ye sadece 150 metre yürüme mesafesinde olan Sultan Divani Mevlevihanesi’ne giriş ücretsizdir.
Afyonkarahisar'da doğa ile iç içe mekanlara yakın kaliteli hizmet sunan konaklama seçeneklerini Afyon 5 yıldızlı oteller sayfasında bulabilirsiniz.
Döğer Kervansarayı
Döğer Kervansarayı
Afyonkarahisar’ın İhsaniye ilçesine bağlı Döğer kasabası sınırları içerisinde yer alan kervansaray, Osmanlı Padişahı 2. Murat tarafından yaptırılmıştır. İki katlı olan yapı, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin tüm inceliklerini içermektedir.
Ticaret kervanlarının ve turistlerin dinlenmesi için yapılmış olan hanın ilk katı dinlenme alanı, ikinci katı ise yatma odaları olarak tasarlanmıştır.
Han ortasında bulunan yapı ise mescittir. Kesme taş ile inşa ettirilen kervansaray, 1993 yılında geniş bir restorasyon çalışması sonrasında tekrar hizmete açılmıştır.
6 asırdır ayakta olan tarihi yapıya giriş tamamen ücretsizdir.
İscehisar Peri Bacaları
İscehisar Peri Bacaları
İscehisar, Afyonkarahisar’a bağlı bir ilçe olup, Frig Vadisi’nin şehirde kalan kısmı İscehisar sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçenin Seydiler Kasabası’nın merkezinde ve çevre vadilerinde çok sayıda peri bacası mevcuttur.
Volkanik patlamalar sonucunda oluşan şapkalı ve şapkasız peri bacaları, Kapadokya’dan sonra Türkiye’deki en değerli peri bacaları olarak kabul edilmektedir.
Afyonkarahisar’ın volkanik araziye sahip birçok ilçesinde peri bacaları bulunuyor olsa da, en yoğun bulunduğu alan Seydiler Kasabası’dır. Peri bacaları Ankara-Afyonkarahisar karayolunun hemen yanında bulunduğu için ulaşımı çok rahattır.
İl merkezine 35 kilometre uzaklıkta olan bölgeye, Afyonkarahisar Otogarı’ndan İscehisar veya Seydiler araçları ile ulaşılabilmektedir.
Afyonkarahisar'da gezilecek yerlere yakın muhafazakar hizmet veren Afyon islami termal oteller seçeneklerinden birini tercih edebilirsiniz.
Göynüş Vadisi Örenyeri
Göynüş Vadisi Örenyeri
Afyonkarahisar-Eskişehir karayolu üzerinde bulunan Göynüş Kalesi, bir vadi içerisine inşa edilmiştir. Çevresinde Aslan ve Yılan oymaları olan iki büyük mezar odası bulunmaktadır. Bu oymalar, dev kayalar üzerine yapılmıştır. Buna ek olarak bir açık hava tapınağı olan Maltaş bulunmaktadır.
Aslantaş, büyük bir kaya parçasının iki tarafında da kükreyen iki yetişkin aslan ve birer yavru aslan kabartması içermektedir. Bir Frig mezarı olan Aslantaş, milattan önce 7. yüzyılda inşa edilmiştir.
Yılantaş ise Aslantaş’a 2 dakika yürüme mesafesinde ve yine bir kaya üzerine yılan kabartması ile inşa edilmiştir. 2 yılan ve bu 2 yılana saldıran savaşçılar, resmedilmiştir. Aslantaş ile aynı dönemde inşa edilen bu muhteşem tarihi mezar, günümüze kadar birçok kısmı tahribata uğrayarak gelebilmiştir.