Peygamberler şehri olarak anılan Şanlıurfa, tarih boyunca efsanelere konu olmuş bir şehirdir. Bir efsaneye göre Hermes yani İdris Peygamber, insanlara şehirler kurmayı öğretmiş, kurulan 180 şehrin en küçüğü ise Urfa olmuştur. Nuh tufanından önce kurulan bu şehir, tufandan sonra tüm dünya gibi harap olmuş ve daha sonra yeniden kurulmuştur.
Tarihte ilk kez Urhai veya Orhay isimleriyle anılan şehre bu isimler Süryaniler tarafından verilmiş, daha sonra bölgeye gelen Helenler ise adını Edessa olarak değiştirmiştir. Edessa, suyu bol anlamına gelmektedir. Bu dönemden sonra birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan şehrin Cumhuriyet Dönemi’ndeki önemi de büyüktür. Birinci Dünya Savaşı’nda milli mücadele sırasında halkın gösterdiği kahramanlık nedeni ile Urfa’ya Şanlı ünvanı verilmiştir.
Şanlıurfa'daki günübirlik aktivitelerinizde rahat konaklama hizmetleri veren yerler için Şanlıurfa'daki oteller sayfasını kontrol edebilirsiniz.
Göbekli Tepe
Göbekli Tepe
2018 yılı itibariyle UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne alınan Göbekli Tepe, insanlığın ilk tapınak yeri olma özelliğine sahiptir. Günümüzden 12 bin yıl önce inşa edilmiş bu bölge, şehir merkezine yaklaşık olarak 15 kilometre uzaklıkta bulunan Örencik köyü yakınlarında yer almaktadır.
Mısır Piramitleri’nden 7500 yıl daha eski bir geçmişe sahip olan Göbekli Tepe’nin incelemeler sonrasında Neolitik Dönem’den izler taşıdığı anlaşılmıştır. Bu tepe, insanlığın ilk inanç merkezi ve tapınağı olmasından dolayı dünya çapında ün kazanmıştır.
Bölgede 20 adet tapınak olduğu tahmin edilmektedir. Ancak yapılan çalışmalar sonucunda henüz 6 tanesi ortaya çıkartılabilmiştir. İnanç merkezinin inşası sırasında 40 ve 60 ton ağırlığa sahip taşlar kullanılmıştır. Yapıldığı dönemde el arabasının olmayışı, bu sütunların nasıl taşındığı sorusuna karşı hala merak uyandırmaktadır.
Göbekli Tepe’de dikkat çeken bir diğer nokta da, yapılan kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkan sütunların üzerinde yer alan 3 boyutlu hayvan figürleridir. Bu tasvirlerin yıllar boyu gömülü kalmasına rağmen bozulmadan günümüze kadar gelebilmiş olması oldukça ilginçtir. Bir diğer yandan bu sütunların neden gömüldüğüne dair bir bilgiye henüz ulaşılamamıştır.
Bölgede yapılan çalışmalar sonucunda buğdayın atasının ilk olarak burada yetiştiği, edinilen bilgiler arasında yer almaktadır. Tapınağın zemininin özellikle su geçirmez olarak inşa edilmesinin nedeninin ise törenlerin, kan ve su gibi sıvılar ile yapılmış olma ihtimaline işaret etmektedir. Bu bölge dünyanın en önemli arkeolojik buluntularından biridir.
Bindirme tekniği ile yapılan külah kubbeleri ile dikkat çeken ve diğer bölgelerin tarihi evlerinden bu şekilde ayrılan Harran Evleri, bölgeyi ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlerin en çok dikkatini çeken tarihi yapılar arasında yer almaktadır.
Bu evlerin benzerleri Şanlıurfa – Birecik mevkii arasında da yer almaktadır. Harran’da yer alan evlerin bu evlerden farkı, kubbelerinde kerpiç haricinde tuğlanın da kullanılmış olmasıdır.
Evlerin yapım döneminde kerpicin tercih edilmesinin nedeni, bölgenin çöl olmasıdır. Bu evler, yazın soğuk ve kışın sıcak olma özelliğine sahiptir. Değeri oldukça büyük olan bu tarihi yapılar 1979 yılında sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
Urfa Kalesi
Urfa Kalesi
Damlacık Dağı’nın kuzeyine konumlanmış olan Urfa Kalesi, şehir merkezinde yer almaktadır. Girişi batı tarafında yer alan kale, sarp bir kayalık üzerine inşa edilmiştir. 25 burçtan oluşan kalenin çevresi ise surlarla kaplıdır.
812 ile 814 yılları arasında inşa edildiği düşünülmekle birlikte, kalenin yapım yılı hakkında henüz net bir bilgiye ulaşılamamıştır. Selçuklu, Osmanlı, Akkoyunlu ve Memlük devletleri tarafından onarımdan geçen kale, içerisinde Bizans ve İslam dönemlerine ait eserler barındırmaktadır.
Urfa Kalesi’ne giriş 10 TL’dir.
Bazda Mağaraları
Bazda Mağaraları
Harran yolunun 19. kilometresinde yer alan Bazda Mağaraları, 13. yüzyılda işletilmiş bir taş ocağıdır. Kayalara yazılmış Arapça kitabeleri günümüze kadar gelmiş olan mağara, sırasıyla Abdurrahman el-Hakkari, Muhammed ibn-i Bakır ve Muhammed El Uzzar tarafından işletilmiştir.
Mağaralar içerisinde çok sayıda galeri, tünel ve meydan yer almaktadır. Mağaraların çeşitli yönlerine doğru çıkış kapıları da yapılmıştır.
Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi
Şanlıurfa Arkeolojik ve Mozaik Müzesi
Türkiye’nin en büyük müzesi olarak kabul edilen Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi, 1969 yılında açılmıştır. İçinde sergilenen eserler ise 1948 yılından itibaren toplanmaya başlanmıştır. Müzede sergilenen 73800 eser ile yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı durumundadır.
Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi, 33 adet canlandırma alanına, kazı eğitim alanına ve 14 adet sergi salonuna ev sahipliği yapmaktadır. Tüm günün bile yeterli olmayacağı bu müzede yiyecek ve içecek servisi yapan mekanlar da bulunmaktadır.
Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi’ne giriş 18 TL’dir.
Şuayb Şehri
Şuayb Şehri
Roma Dönemi’nden kalma yapıların bulunduğu Şuayb Şehri, Şanlıurfa’ya 75 kilometre uzaklıktadır. Bu bölgeye yalnızca özel araçlar ile ulaşım sağlanmaktadır. Harran – Viranşehir ayrımından ulaşılabilmektedir. Şehrin içerisinde çok sayıda mağara ve dehliz yer almaktadır. Bunların yanı sıra yeraltında bulunan iki kilise oldukça dikkat çekmektedir.
Bölgede Şuayb Peygamber’in yaşadığına ve mağaraların birinde O’nun yattığına inanılmaktadır. Bölgede yer alan mağara ve kalıntılar günümüzde koruma altına alınmıştır. Bölgeyi ziyaret etmeye karar vermeniz durumunda yanınızda bol su getirmeniz gerekmektedir. Çünkü burada temiz su kaynağı bulmak oldukça güçtür.
Şanlıurfa'da doğal güzellikleri ile hayata bir daha tutunmanızı sağlayacak ihtişamlı yerleri ekibimiz sizin için Şanlıurfa gezi rehberi sayfasında listeledi.
Kızlar Sarayı
Kızlar Sarayı Harabesi
Yapım yılı hakkında bilgilere ulaşılamayan Kızlar Sarayı, şehir merkezine 3 kilometre uzaklıkta yer alan Binekli Köyü sınırları içerisindedir. Kızlar Sarayı’nda ilk incelemeler, İngiliz Gertrude Bell tarafından 1905 yılında yapılmış, ancak bu incelemeler sırasında çekilen fotoğraflar günümüze kadar gelememiştir.
Kızlar Sarayı’nın en dikkat çeken özelliği, içerisinde yer alan Süryanice yazıtlardır. Bu yazıtlardan dolayı bölgeye Yazıtlar Tepesi adı verilmiştir ve Soğmatar Ören Yeri’ndeki yazıtlarla benzerlik göstermektedir.
Fırfırlı Cami
Fırfırlı Camii
Şanlıurfa Vali Fuat Bey Caddesi üzerinde yer alan Fırfırlı Cami, yapıldığı dönemde Oniki Havari Kilisesi olarak inşa edilmiş, 1956 yılında ise camiye çevrilmiştir. Şehrin en eski tarihi yapıları arasında yer alan bu caminin yapım yılı net olarak bilinmemektedir.
Kesme taştan inşa edilen camide kullanılan taş işçiliği oldukça dikkat çekmektedir. Dış cephesindeki taş duvar üzerinde yer alan bezemeleri de ziyaretçilerin beğenisini kazanmaktadır. Fırfırlı Cami ismi ise üzerindeki rüzgar gülünden dolayı verilmiştir.
İbadete açık olan Fırfırlı Cami’ye giriş ücretsizdir.
Halfeti Antik Kenti
Halfeti Antik Kenti
Günümüzde Fırat Nehri’nin sularının altında kalmış bir antik kent olan Halfeti, M.Ö. 855 yılına uzanan büyük bir tarihe sahiptir. Tarih sayfalarında adı birçok medeniyet ile anılan bu bölge, aynı zamanda siyah gülün yetiştiği tek yer olma özelliğine sahiptir.
Yunan hakimiyeti döneminde Urima, Süryanilerin egemenliğinde Kala Rhumeyta, Arap Dönemi’nde ise Katül Rum olarak adlandırılan bölge, Halfeti adını Bizans Dönemi’nde almıştır.
GAP Projesi kapsamında inşa edilen Birecik Barajı’nın suları altında kalmış olan bu antik kent, şehir merkezine 120 kilometre uzaklıktan başlamaktadır. Buradaki merkeze en yakın yerleşim yeri ise şehir merkezine 7 kilometre uzaklıkta olan Karaotlak Mevkii’ndedir.
Halfeti Antik Kenti’ne giriş ücretsizdir.
Şanlıurfa'da bir çok aktiviteyi içerisinde barındıran ihtişamlı otelleri sizin için Urfa 3 yıldızlı oteller sayfasında listeledik.
Mevlid-i Halilulrahman Mağarası
Mevlid-i Halilulrahman Mağarası
Şanlıurfa Kalesi’nin kuzeyinde 2 adet mağara bulunmaktadır. Bu mağaralardan bir tanesi Hz. İbrahim’in doğduğu mağaradır. Dergah olarak da anılan bu mağaranın hücre, havuz, mescit, cami ve avlu bölümleri bulunmaktadır.
Dönemin hükümdarı Nemrut’un gördüğü rüya üzerine yorum yapılmıştır. Bu yorumda bu yıl doğan erkek çocuğun hükümdarlığına son vereceğine dair bilgiler geçmektedir. Bunun üzerine Nemrut, o yıl doğan bütün erkek çocuklarını ölüme sürüklemiştir.
Azerin Hanım, Hz. İbrahim’i gizlice bu mağarada doğurmuştur ve Hz. İbrahim 7 yaşına kadar bu mağarada yaşamıştır.
Sipahi Pazarı
Sipahi Pazarı
Halıcılar ve kilimciler çarşısı olarak bilinen Sipahi Pazarı, Şanlıurfa Balıklıgöl Platosu içerisinde yer almaktadır. İçerisinde 30 adet taş dükkan bulunan pazar, dar bir yapıya sahiptir. Nahit taşı ile inşa edilen dükkanlar, yazın serin, kışın ise sıcak kalma özelliğine sahiptir.
Sipahi Pazarı’nın en büyük özelliği, 400 yıldan bu yana her sabah saat 10’da dualar eşliğinde açılmasıdır. Hanın en yaşlı kişisi, her sabah elini Allah’a açarak, günün bereketli ve kazançlı geçmesine dua etmekte ve El Fatiha dedikten sonra herkesin Fatiha Suresi’ni okuması ile açılış gerçekleşmektedir.
Sipahi Pazarı’ne giriş ücretsizdir.
Eyüp Peygamber Ve Makamı
Eyüp Peygamber ve Makamı Camii
Hz. Eyüp Peygamber’in M.Ö. 2100 yılında dünyaya geldiği ve Şanlıurfa’yı ise ata yurdu olarak kabul ettiği rivayet edilmektedir.
Cüzzam hastalığına yakalanan peygamber, karısı Rahime ile yaşadığı mağarada bu çileli döneminde dahi Allah’a olan ibadetinden vazgeçmemiştir. İsyan etmeden, Allah’tan yardım beklemesinin ardından, gönderilen şifalı su ile yıkanmış ve iyileşmiştir. İyileşmesinin ardından kendisine Allah tarafından mal ve evlat verilmiş, karısı ile uzun yıllar burada yaşamıştır.
Şanlıurfa merkezde yer alan bu mağara, Eyüp Peygamber Ve Makamı olarak günümüzde ziyaret edilmektedir.
Nisibis Akademisi (Dünya’nın İlk Üniversitesi)
Nisibis Akademisi
İlk Çağ’da İskenderiye’de yer alan bilim ve felsefe okullarının dağıtılması ile bu okullarda eğitim alan alimler, Antakya ve Harran’da yer alan okullara yerleştirilmiştir. İslamiyet’ten önce de yer alan bu okul, İslamiyet sonrasında da önemini korumaya devam etmiştir.
Sabiiler, Hıristiyan ve Müslüman gruplar, burada yer alan üniversitede önemli araştırmalar yapmıştır. Bu grupların içerisinde yer alan Sabiiler zamanla Müslüman olmuştur. 7. ve 8. yüzyıllar arasındaki dönemde, bu üniversitede tercümeye odaklanılmış ve İlk Çağ Yunan bilginlerinin eserleri, Arapçaya çevrilmiştir.
Yunanca ve Süryanice eserlerin tercüme merkezi haline gelen Harran, din, astronomi, tıp, matematik ve felsefe alanında yapılan araştırmaları ile dikkat çekmektedir. Emevi Halifesi II. Mervan’ın Harran’ı başkent yapması ile burada yapılan çalışmalar da hız kazanmıştır.
Şanlıurfa'da kendinizi ev sıcaklığında hissedebileceğiniz uygun fiyattaki butik oteller için Urfa butik oteller sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Mevlid–i Halil Camii
Mevlid-i Halili Camii
Hz. İbrahim’in doğduğu mağaranın bitişiğinde yer alan camidir. İlk olarak Seleukoslar Dönemi’nde tapınak olarak kullanılan yapı, daha sonra Hıristiyanlar tarafından kiliseye çevrilmiştir. Osmanlı Dönemi’nde ise camiye dönüştürülerek ibadete açılmıştır.
Mevlid’in kelime anlamı “Kutlu doğum” olarak bilinmektedir. Hz. İbrahim caminin yanındaki mağarada doğduğu için bu isim verilmiştir. 1947 yılında avlusu ve avlu kapısı yaptırılmıştır.
İbadete açık olan Mevlid-i Halil Cami’ye giriş ücretsizdir.
Şeyh Yahya Hayat El-Harrani Türbesi
Şeyh Yahya Hayat El- Harrani Türbesi
Ölümünden sonra tasarrufu devam eden 4 evliyadan biri olan Şeyh Yahya Hayat el-Harrânî, 1185 yılında burada vefat etmiştir.
Büyük bir İslam âlimi olan Şeyh Yahya’nın türbesi, hem yerli halk hem de bölgeye gelen turistler tarafından yoğun olarak ziyaret edilmektedir.