Tekirdağ’ın merkez ilçesi olan Süleymanpaşa, 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı Büyükşehir Yasası kapsamında bugünkü adını almıştır. Adını veren Süleyman Paşa, Osmanlı Devleti’nin 2. Padişahı olan Orhan Gazi’nin en büyük oğludur. Orhan Gazi’nin emri ve komutasında olan ordu ile Süleyman Paşa 1317 ve 1361 tarihleri arasında Keşan, Malkara, Çorlu, Hayrabolu ve Tekirdağ’ı fethederek Osmanlı toprağına katmıştır.
Türklerin Trakya’ya ilk adımı olarak kabul edilen bu fetih sonraki yıllarda gerçekleşecek olan İstanbul’un fethi için çok önemli bir harekettir. Bu fetih yüzünden Süleyman Paşa “Rumeli Fatihi” olarak da adlandırılmaktadır.
Rakoczi Müzesi
Rakoczi Müzesi
18.yy başlarında vuku bulan Macar Bağımsızlık Hareketi’nin önderi II. French Rakoczi ve taraftarları Avusturya ile yaptıkları savaşta yenilince o zaman Osmanlı Devleti Padişahı 3. Ahmet, onları Tekirdağ’da misafir etmiştir.
Rakoczi’nin 1717 yılından ölümüne kadarki dönemde ikamet ettiği bu Türk Evi, 1932 yılında Macaristan hükümeti tarafında restore edilip, müze haline getirilmiştir.
5 Eylül 1982 yılında müze olarak kullanılmaya başlanan bina Pazartesi hariç her gün, 09.00-12.00 / 13.00-17.00 saatleri arası açıktır. Giriş ücreti 3 TL olan müzeye merkeze giden otobüslerle veya yürüyerek ulaşmanız mümkündür.
Namık Kemal Evi
Namık Kemal Evi
Türk tarihinin en büyük şairlerinden Namık Kemal’in 1840 yılında doğduğu ev, Tekirdağ Namık Kemal Derneği ve Tekirdağ İl Özel İdaresi tarafından çevredeki benzer evler örnek alınarak 1993 yılında restore edilmiştir.
Bu evde Tekirdağ’ın mutfağı, başodası ve yatak odasını tanıtan etnografik eşyalar ile Namık Kemal hakkında yazılan eserler sergilenmektedir.
Giriş ücretsiz olup, 09.00-12.00 / 13.00-17.00 saatleri arasında Pazartesi hariç diğer günler açıktır. Müzeye belediyeye ait özel halk otobüsleri ile ulaşılmaktadır.
Rüstem Paşa Külliyesi
Rüstem Paşa Külliyesi
Tekirdağ merkezde yer alan Rüstem Paşa Külliyesi hamam, cami, bedesten, medrese ve kitaplık bölümlerinden oluşmaktadır. Çeşitli kaynaklarda bu külliyenin kervansaray ve imaret olarak kullanıldığı geçmektedir.
En dikkat çeken bölümü olan cami, 1553 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Rüstempaşa’nın emri ile Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Dikdörtgen mimarisi ile diğer dini yapılara göre farklılık gösteren caminin tek kubbesi vardır.
1880 yılında külliye içinde bulunan medrese harap olmuştur. Sonrasında buraya kurulan ahşap okul Osmanlı Dönemi’nde Rüştiye ve İdadi olarak, Cumhuriyet Dönemi’nde ise ilkokul olarak kullanılmıştır.
Günümüze gelmeyi başarmış diğer yapı olan bedesten, caminin batı tarafında 100 metre uzaklıkta bulunmaktadır. Sekizgen olup, altı adet kubbeye ve dikdörtgen planlı bir yapıya sahiptir.
Belediye binasının karşında bulunan binaya merkeze giden otobüslerle veya yürüyerek ulaşmanız mümkündür.
Giriş ücreti alınmamaktadır.
Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
1927 yılında Vali Konağı olarak inşa edilen müze binası, 1977’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından İl Özel İdaresi’nden satın alınmıştır. Cumhuriyet Dönemi’nin şehirdeki ilk binalarından olan kâgir yapı sonrasında aslına uygun yenilenmiş ve müze haline getirilmiştir.
Müze içerisinde Tekirdağ ve çevresinde bulunmuş olan 22.574 adet tarihi eser sergilenmektedir. Bunların 16.374’ü sikke, 4.291’i arkeolojik ve 1909'u etnografik eserdir. 1992 tarihinden ziyaretçilerini ağırlayan müze, Tekirdağ Orduevi'nin arkasında ve merkezi konumdadır. Merkeze giden otobüslerle veya yürüyerek ulaşmanız mümkündür.
Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’ne giriş ücretsizdir.