Bursa’nın ilçeleri arasında yer alan Osmangazi’de M.Ö 4000 yılından bu yana yerleşim olduğu bilinmektedir. Yine de bölgeye ait kesin ve en eski bilgiler M.Ö 700’lerdedir. Bu tarihlerde Homeros bölgeden Mysia olarak bahsetmektedir. Tarihi coğrafyada ise bölgenin adı Phygia olarak geçmektedir.
M.Ö 74 yılında Roma İmparatorluğu’nun topraklarına katılan bölge, M.S 385 - 1326 yılları arasında Bizans Dönemi’ni yaşamıştır. Bu dönemde hem sıcak su kaplıcalarının olması hem de ipek üretiminin başlaması nedeniyle önemi artmıştır.
1307 yılında Osman Bey tarafından kuşatılan ilçe, 6 Nisan 1326 yılına kadar süren mücadele sonucunda Osman Bey’in oğlu Orhan Bey tarafından alınmıştır. İlçenin adı ise Osmangazi olarak değiştirilmiştir.
Osmangazi, konum itibariyle Bursa’nın merkezi ve şehrin en büyük ilçesidir.
Ulu Camii
Bursa Ulu Camii
Osmangazi, Atatürk Caddesi’nde bulunan Ulu Camii, Osmanlı Devleti zamanında I. Beyazıt tarafından Mimar Ali Neccar’a yaptırılmıştır.
Türk tarihinin en büyük camisi olan Ulu Camii’nin yapımı 1399 yılında tamamlanmıştır.
20 kubbeli caminin, orta kubbeleri aydınlanma amaçlı camlarla kaplanmıştır. 3 ana kapısı ve 2 minaresi bulunan caminin iç duvarlarında 192 hat levhası, hat sanatları, duvar levhası bulunmaktadır.
Camiye girer girmez karşı duvarda bulunan “Vav” harfi caminin en dikkat çeken bölümleri arasında yer almaktadır. Caminin minberi, Hacı Abdülaziz oğlu Mehmet isimli sanatkâr tarafından sert ceviz ağacından kündekari tekniği ile yapılmıştır.
Ulu Camii’nin içinde bulunan şadırvandan akan su hem görsel şölen oluşturmakta hem de sesiyle huzur vermektedir. Düzenli olarak bakımı yapılan ve onarımı gerçekleştirilen cami her yıl hem dünyadan hem de Türkiye’den binlerce ziyaretçi ağırlamaktadır.
Osman Gazi Türbesi
Osman Gazi Türbesi
Bursa’nın tarihi değeri olan önemli yapılarından biri de Osman Gazi Türbesi’dir. 1258-1324 yılları arasında yaşayan, Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Gazi, Bursa gezisi sırasında oğlu Orhan Gazi’ye bu yapıyı göstererek, öldüğünde buraya gömülmek istediğini vasiyet etmiştir.
1801 yılında çıkan yangın ve 1855 yılında yaşanan deprem sonucu tamamen yıkılan türbe, 1863 yılında aslına uygun olarak Sultan Abdülaziz tarafından yeniden yaptırılmıştır. Türbenin içerisinde 15 sanduka bulunmaktadır. Ortada bulunan sedef kakmalı sanduka Osman Gazi’ye aittir.
Abdülaziz’in Bursa ziyareti sırasında, Osman Gazi’nin sandukasının üstüne kadife üzerine gümüş ve sim ile işlenmiş, doğum, saltanat senesi ve ölüm senesi gibi tarihi bilgilerinin bulunduğu bir örtü örtülmüştür.
Türbenin içerisindeki diğer sandukalar ise eşi Aspurça Hatun, oğlu Alaaddin Bey ve diğer akrabalarına aittir.
Orhan Gazi Türbesi
Orhan Gazi Türbesi
Orhan Gazi Türbesi, 1281-1362 yılları arasında yaşayan Osmanlı’nın ikinci padişahı ve Osman Bey’in oğlu Orhan Gazi’ye aittir.
Bu türbe, şehrin fethinden önce manastır olarak kullanılmıştır. Günümüzde türbe ziyareti sırasında Sainte Elie manastırına ait mozaiklere hala rastlanmaktadır.
Etrafı pirinç korkuluklarla çevrili sanduka Orhan Gazi’ye aittir. Sandukanın üstünde ise Hadis-i Şerif işlenmiş olan bir örtü bulunmaktadır. Örtünün işlemeleri gümüş simdir.
Türbe içerisinde Orhan Gazi’nin sandukasının yanı sıra, eşi Nilüfer Hatun’un, oğlu Kasım Çelebi ve kızı Fatma Hatun’un, Yıldırım Bayezid’in oğlu Musa Çelebi’nin, Cem Sultan’ın oğlu Abdullah ve Şehzade Korkut’un sandukaları da yer almaktadır.
Bursa Yeşil Camii
Bursa Yeşil Camii
Bursa’da ilk dönem Osmanlı mimarisinin en önemli örneklerinden biri Bursa Yeşil Camii’dir.
Yeşil Camii, adını verdiği Yeşil semtinde yer almaktadır. Yeşil Külliyesi içerisinde olan caminin bu kadar meşhur olmasının bir nedeni de içerisinde yer alan çini kaplamalardır. Mehmet Çelebi tarafından hükümet konağı olarak yaptırılan Yeşil Camii, iki katı ve iki kubbesi bulunan görkemli bir yapıdır.
Oyma süslemeleri bulunan büyük kapısı kuzey yönünde bulunmaktadır. Bu kapıdan girince ziyaretçileri yan odalara açılan dar bir koridor karşılamaktadır. Bu koridoru takip ettikten sonra ibadet yapılan alana Bizans başlıklı iki sütun arasından geçilmektedir.
Marmara Adası’ndan getirilen mermerler kullanılarak inşa edilen cami, Bursa’nın ilk mermer abidesi özelliğini taşımaktadır. Yaklaşık 2000 kişi kapasiteli cami, günümüzde ibadete açıktır.
Bursa Saat Kulesi
Bursa Saat Kulesi
Sultan Abdülaziz zamanında inşa edilen Bursa Saat Kulesi’nin diğer adı Tophane Saat Kulesi’dir. Osmangazi Türbesi ve Orhangazi Türbesi, Bursa Saat Kulesi’ne yakın tarihi alanlar arasında yer almaktadır.
Saat kulesinin günümüzdeki mimarisi orijinal hali değildir. Abdülaziz Dönemi’nde yıkılan kule, 1905 yılında Vali Reşit Mümtaz Paşa ve Belediye Reisi Mehmet Emin Bey tarafından yeniden yaptırılmıştır.
Her katın cephesinde pencereleri bulunan saat kulesi 89 basamaklı ve 33 metre uzunluğundadır.
İpek Han
İpek Han
İpek Han, Bursa’nın en büyük hanıdır. Çelebi Sultan Mehmet tarafından Mimar İvaz Paşa’ya inşa ettirilen handa, kuruluş zamanında ipek satılmasından dolayı adı İpek Han adı verilmiştir.
Tuğla süslemeleri ile Osmanlı Dönemi mimarisini yansıtan İpek Han’da günümüzde giysi satan dükkanlar, terzi dükkanları ve atölyeler bulunmaktadır.
Hüdavendigar Camii ve Külliyesi
Hüdavendigar Camii ve Külliyesi
1365-1366 yıllarında Sultan 1. Murad tarafından Bursa Osmangazi’de yaptırılan Hüdavendigar Camii ve Külliyesi, Bizans Dönemi’nden kalma bir mahallededir.
Hüdavendigar Külliyesi, cami, türbe, medrese, hamam, imaret bölümlerinden oluşmaktadır. Osmanlı mimarisinde cami ve medrese bölümü genellikle ayrı olarak yapılmış olsa da, burada aynı çatı altında olduğu görülmektedir.
Klasik ters T planıyla inşa edilen Hüdavendigar Camii iki katlıdır ve alt katı ibadethane üst katı medrese olarak kullanılmaktadır.
İbadethane olarak kullanılan alt katta 6 adet oda bulunmaktadır. Yapının en farklı özelliği, mihrabın üzerinde bulunan dua edilen alana açılan penceredir. Dar bir geçitten geçilerek ulaşılan pencerenin bulunduğu odanın 1. Murad’a ait olduğu belirtilmektedir. Üst katta ise 18 oda bulunmaktadır.
Külliye içerisinde bulunan türbe Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Burada 1.Murad, Musa Çelebi, Süleyman Çelebi, Yakup Çelebi, Şehzade Orhan ve Sultan 2.Bayezid’in bir oğlunun mezarı bulunmaktadır.
Emir Han
Emir Han
Osmanlı hanları arasında ilk olma özelliği taşıyan Emir Han, 14. yüzyılda Osmanlı padişahı, Orhan Gazi tarafından yaptırılmıştır. 1522 yılına kadar Eski Bezazistan, Bey Hanı ve Bezzaziye Hanı isimleri kullanılmıştır.
İki katlı revakların arasında bulunan odalardan meydana gelen hanın toplam 76 odası bulunmaktadır. 1958 yangınından sonra detaylı bir onarımdan geçirilen Emir Han’ın Ulu Cami tarafına bir kapı yapılmıştır.
Günümüzde hala kullanılmakta olan hanın içinde kitap, hediyelik eşya ve tekstil ürünleri dükkanları bulunmaktadır.
İnebey Yazma Eser Kütüphanesi
İnebey Yazma Eser Kütüphanesi
14. yüzyılda İnebey Subaşı tarafından yaptırılan İnebey Yazma Eser Kütüphanesi, Süleymaniye ve Millet’ten sonra en büyük 3. yazma eser kütüphanesidir. Bünyesinde el yazması ve tarihi değeri olan basma kitaplar bulunmaktadır.
Arapça ve Latin harfli olmak üzere iki farklı çeşit basma kitapların arasında ilk Türk matbaacısı İbrahim Mütefferika’nın matbaa basımı örneklerinden, Latin alfabesinin kabul edildiği tarihe kadar basılmış olan kitapların çoğu bulunmaktadır.
Kütüphane bünyesinde bulunan el yazması kitaplar ise ait oldukları kaynaklara göre düzenlenmekte Orhan Kütüphanesi, Haraççıoğlu Kütüphanesi, Kurşunizade Kütüphanesi, Milli Kütüphane, Ulu Camii Kütüphanesi, Halkevi Kütüphanesi, Hüseyin Çelebi Kütüphanesi ve Genel Kütüphane şeklinde sıralanmıştır.
Geruş Sinagogu
Geruş Sinagogu
II. Selim Dönemi’nde, Yahudilerin ibadet yeri olarak inşa edilmiş olan Geruş Sinagogu, Osmangazi ilçesinin Sakarya Caddesi’ndedir.
Yaklaşık olarak 150 kişilik kapasitesi bulunan sinagog, Bağdadi bir kubbeye sahiptir. Adı ise İbranice’de kovulmuş, sürgün edilmiş anlamına gelmektedir.
Bursa Fetih Kapısı
Bursa Fetih Kapısı
Fetih Kapısı’nın tarihi Bizans ve Roma dönemlerine kadar dayanmaktadır. Diğer adı Su Kapısı olan yapının, günümüze kadar sadece iç surları gelebilmiştir.
Roma ve Bizans dönemlerinde Uludağ’da bulunan manastırlara ve tapınaklara bu kapı üzerinden geçilmiştir. Uzun yıllar harap olarak kalan yapı, 2008 yılında Osmangazi Belediyesi tarafından onarılmıştır.
Burada her yıl, 6 Nisan’da Fetih Şenlikleri düzenlenmektedir.
Koza Han
Koza Han
1491 yılında dönemin Osmanlı padişahı 2. Beyazıt tarafından Mimar Abdül Ula Bin Pulat Şah’a yaptırılmıştır. Han geçmişten günümüze; Ceddid-i Evvel, Beylik Kervansarayı, Beylik Hanı, Şimşek Hanı, Cedid-i Amire ve Yeni Kervansaray adları ile anılmıştır.
Osmanlı Dönemi’nde ipek kozalarının satıldığı han olmasından dolayı adı Koza Han olarak kalmıştır. Ulu Camii ile Orhan Camii arasında yer almaktadır. İki katı bulunan hanın alt katında 45, üst katında 50 odası vardır.
Kurulduğu yıldan bu yana düzenli olarak bakım ve onarım çalışmaları gerçekleştirilen hanın avlusunun ortasında iki katlı mescit bulunmaktadır. Günümüzde ise alt katında kafeler, üst katında ipek ürünleri satan dükkanlar yer almaktadır.