Erzurum, sadece günümüz Türkiye’sinin değil antik çağlardan bu yana hüküm sürmüş birçok medeniyetin önem verdiği bir kent olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ev sahipliği yaptığı Erzurum Kongresi ile önemli bir tarihi görev almıştır.
Şehir, 4.000 yıllık uzun bir geçmişe sahiptir. Günümüze kadar bu soğuk iklime sahip topraklarda Hurriler, Urartular, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Sasaniler, Araplar ve Moğollar hüküm sürmüştür. Türkleşmesi ise Anadolu’nun en güçlü devletlerinden birisi olan Selçuklular ile gerçekleşmiştir.
Son olarak Osmanlı İmparatorluğu’na geçen şehir, günümüzde Türkiye Cumhuriyeti’nin büyükşehirlerinden bir tanesi olarak tarihteki yaşamını sürdürmektedir.
Geniş bir tarihi birikime sahip olması, şehirde sadece Türk-İslam mimarisine ait yapıların değil farklı kültürlere de hitap eden tarihi eserlerin bulunmasını sağlamıştır. Tarihi ve turistik eserler arasında en çok ilgi çekenler arasında ise Yakutiye Medresesi ve Erzurum Ulu Camii yer almaktadır.
Erzurum'da uygun fiyatları ile her bütçeye hitap eden konaklama hizmetleri için Erzurum hotel sayfamıza göz gezdirebilirsiniz.
Yakutiye Medresesi
Yakutiye Medresesi
Anadolu’nun Moğol istilasına uğradığı dönemlerde, Erzurum’da hüküm süren İlhanlı Devleti’nin hükümdarı Olcaytu zamanında Emir Hoca Cemalettin Yakut tarafından yapılmıştır. Yakutiye ismi de buradan gelmektedir. 1310 yılında inşa edilen medrese, kapalı avlulu olup, Anadolu’daki en büyük revaklı medresedir.
Medresenin önemi, 700 yıllık tarihine rağmen çok iyi korunmasından gelmektedir. Şehrin sembolü konumundadır. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir. Erzurum halkı içinse vazgeçilmez bir buluşma noktasıdır.
Osmanlı Dönemi’nde sanayi ve askeri alanlarda kullanılan Yakutiye Medresesi, Cumhuriyet ile beraber Turizm Bakanlığı’na geçmiş olup, günümüzde Etnografya Müzesi olarak kullanılmaktadır.
Kendi ismini taşıyan Yakutiye İlçesi’ndeki medrese, aynı zamanda şehrin de en merkez noktası olarak kabul edilmektedir. İçerisinde İslam eserleri ve Erzurum halkının geçmiş yıllarda kullandığı nesneler sergilenmektedir. Taş kapısı üzerindeki işlemeler, görülmeye değerdir.
Çifte Minareli Medrese
Çifte Minareli Medrese
Anadolu’da çok yerde örnekleri görülen Çifte Minerali Medrese, Selçuklular Dönemi’nde Erzurum’da inşa edilmiştir. Halk arasında Hatuniye Medresesi olarak da bilinmektedir. Günümüze kadar ciddi bir tahribata uğramadan gelebilmiş olan medrese, şehrin önemli sembollerinden birisi haline gelmiş olup, önemli bir turizm değeri olarak korunmaktadır.
Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’ın kızı tarafından 1253 yılında inşa ettirilen yapı, bu nedenle Hatuniye adını almıştır.
Şehrin en büyük kümbetine sahip olan Çifte Minareli Medrese, Ulu Camii’nin yanındadır. 2 katlı olup, 37 odaya sahiptir. İçerisinde kendi camisi de bulunmaktadır. Açık avlu medreselerin tamamına bakıldığında, Anadolu’daki en büyük medrese olarak kabul edilmektedir.
Medrese içerisindeki mozaik çiniler, taş işlemeleri ve süslü minareler, 13. yüzyıl Türk-İslam mimarisinin tüm inceliklerini üzerinde taşımaktadır.
Erzurum'da bünyesinde barındırdığı eşsiz güzelliklere şahit olmak için Erzurum'da gezilecek yerler yazımıza göz atabilirsiniz.
Erzurum Kalesi
Erzurum Kalesi
Milattan önce 10. asırda inşa edildiği düşünülen Erzurum Kalesi, şehrin en eski tarihi yapısıdır. Kesin olarak ilk kez kimin tarafından yaptırıldığı bilinmese de, günümüze ulaşan halinin Bizans İmparatorluğu tarafından 415 yılında inşa ettirildiği bilinmektedir. Kale dış ve iç olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır.
Dış kale çok tahribat almış olsa da iç kale günümüze kadar sağlam ulaşmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde kaleye birçok ekleme yapılarak, kale daha gösterişli hale getirilmiştir.
Doğu’da her zaman stratejik bir öneme sahip olan Erzurum Kalesi, 3.000 yıllık tarihi ile şehrin en önemli tarihi ve kültürel eserlerinden birisi olarak durmaktadır. Kale içerisinde hamam, cami, türbe ve çeşmeler bulunmaktadır. Sultan Süleyman ve 2. Mahmut tarafından önemli restorasyon çalışmaları yaptırılmıştır.
Kale tam olarak Tebriz Kapı semti ve Cumhuriyet Caddesi’nin kesiştiği noktada bulunmaktadır, şehir merkezinden yürüyerek ulaşılabilmektedir.
Rüstem Paşa Kervansarayı
Rüstem Paşa Kervansarayı
Halk arasında Taşhan olarak da bilinen Rüstem Paşa Kervansarayı, Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nin ünlü devlet liderlerinden olan Sadrazam Rüstem Paşa tarafından 1561 yılında inşa ettirilmiştir.
Fevziye Mahallesi’nde yer alan bu alışveriş noktası, geçmiş asırlarda kervanlara 7/24 hizmet veren bir merkezdir. Kervansaray içerisinde dinlenme yerleri, dükkanlar, mescit ve imarethane inşa edilmiş, ayrıca hayvanların da ihtiyaçlarının karşılanabileceği bir bölüm kurulmuştur.
Bu yapılardan büyük bölümü günümüze kadar ulaşmayı başaramamıştır. Erzurum’un bir sınır şehri olmasından dolayı, buranın aynı zamanda Rüstem Paşa tarafından bir karakol olarak inşa edildiği, çarşının kapısındaki kitabeden anlaşılmaktadır.
Burada Osmanlı Dönemi’nde sürekli olarak elit bir akıncı birliğinin de barındığı bilinmektedir. Osmanlı sınırlarının, Erzurum’un çok ötesine genişlemesi ile beraber, Rüstem Paşa Kervansarayı da bir karakol olmaktan çıkıp geniş bir alışveriş merkezi haline gelmiştir.
Erzurum'da birbirinden farklı mekanlar ile sizi büyüleyecek yerler için Erzurum gezi rehberi sayfamıza göz atabilirsiniz.
Üç Kümbetler
Üç Kümbetler
Anadolu’da bulunan en güzel anıt mezar örneklerinden birisi olan Üç Kümbetler, 12. yüzyılın sonlarında yapılmıştır. Mezarlardan en büyüğünde, Emir Saltuk’un yattığı tahmin edilmektedir.
Diğer kümbetlerin, büyük kümbetten 200 yıl sonra yapıldığı öngörülmektedir. Bu kümbetlerin de, dönemin büyük liderlerinden birilerine veya Emir Saltuk’un soyundan gelen torunlarına ait olduğu düşünülmektedir.
Kümbetlerin yanında bulunan kare yapının ise, mescit olduğu tahmin edilmektedir. 800 yıldır ayakta olan yapılar, son olarak 1956 yılında MEB tarafından onarılmıştır.
Kümbetlerin en büyüğü olan ve Emir Saltuk Kümbeti adını almış olan mezar, kesme taştan yapılmıştır. İki renkli kesme taştan inşa edilen kümbet üzerinde çeşitli hayvanların kabartmaları bulunmaktadır. Bu hayvanlar genelde güçlü ve gücü temsil eden türlerdir. Bir mezardan çok daha büyük olan kümbetlerde, pencereler ve iç-dış süslemeler de yer almaktadır.
Öşvank Kilisesi
Öşvank Kalesi
Gürcü Hanedanlığı Dönemi’nde Magistras Bağrat tarafından 963 yılında yaptırılan Öşvank Kilisesi, Erzurum’un Uzundere İlçesi’nin Çamlıyamaç Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Kilise, içerisindeki renkli taşları ve kabartma ile yapılmış figürleriyle meşhurdur. Bizans İmparatorluğu Dönemi’nde de eklemeler yapılarak, tahribata uğramış kısımları onarılmıştır.
Kilisenin 12 pencereli kubbesi bulunmaktadır. Yapının bazı bölümleri, günümüze kadar hiç ulaşmamıştır. Kilise içerisinde hamam, vaftizhane, yatakhane, mutfak, kütüphane ve geçmiş yıllarda burada görev yapmış rahipler için bir lojman evi bulunmaktadır.
Çobandede Köprüsü
Çobandede Köprüsü
Erzurum’un Köprüköy İlçesi’nde bulunan Çobandede Köprüsü, Aras Nehri üzerinde yer almakta olup, şehrin en eski köprüsü olarak bilinmektedir. Anadolu’yu işgal eden Moğol Devleti’nin önemli bir kolu olan İlhanlılar’ın veziri Emir Çoban Salduz tarafından yapılmıştır.
Günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşmayı başaran köprü, restorasyon çalışmalarından geçmiştir.
Bingöl ile Pasinler dereleri, birleşerek Aras Nehri’ni oluşturmaktadır. Çobandede Köprüsü de tam bu birleşme noktasına, 7 kemer gözlü olacak şekilde inşa edilmiştir. Ağustos ayında su seviyesinin çok yükselmesi nedeni ile köprü taşkınları meydana gelmektedir.
Geçmiş asırlarda köprüde oluşan tahribatın ana nedeni de bu taşkınlardır. Mutlaka gezilip görülmesi gereken bir tarihi yapıdır.
Erzurum Ulu Camii
Erzurum Ulu Camii
Şehrin en önemli ibadethanesi olan Erzurum Ulu Camii, günümüzden tam 9 asır önce 1179 yılında inşa edilmiştir. Saltuklu Emiri Nasreddin Aslan Mehmet tarafından yaptırılan cami, halk arasında bu nedenle Atabey Camisi olarak da bilinmektedir.
Sadece kıble duvarı orijinal olarak günümüze kadar ulaşmıştır. İlk inşa edildiğinde düz çatılı olan Erzurum Ulu Camii, sonraki asırlarda yapılan onarımlar ile kısmi olarak değişime uğramıştır.
Çok geniş bir alanı kaplayan yapı, 12. yüzyıl Türk-İslam mimarisinin en önemli eserlerinden biridir. Özellikle içerisindeki geometrik motifli taş süslemeleri, Türk mimarisinin bin yıl önce dahi çok ileri seviyede olduğunu ispatlamaktadır. Caminin toplamda 5 giriş kapısı bulunmakta olup, tek minarelidir.
Yakutiye İlçesi’nde bulunan Ulu Camii, şehrin en eski ve en büyük camisidir.
Erzurum Saat Kulesi
Erzurum Saat Kulesi
Erzurum’un Türklerin himayesine geçişinden sonra kazandığı ilk eserlerden birisi olan saat kulesi, 12. yüzyılda Saltuklu Hükümdarı Ebu’l Kasım tarafından inşa ettirilmiştir. Erzurum Saat Kulesi, aynı zamanda bir mescide de minare olarak eklenmiştir.
Yapının kaidesi kesme taştan, gövdesi ise tuğladan yapılmıştır. 400 yıl boyunca zarar görmemiş olsa da 16. yüzyılda minarenin üst kısmı yıkılmıştır. 19. yüzyılda minarenin tepesine saat yerleştirilmiş, saat ve gözetleme kulesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Erzurum Saat Kulesi 11.5 metre yüksekliğindedir. Türk-İslam mimarisinin inceliklerini taşıyor olsa da, Batı mimarisinden de örnek alındığı düşünülmektedir. Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan kule, Erzurum’un merkezi olan Yakutiye İlçesi’nde yer almaktadır.
Erzurum'daki termal otellerde hayalinizdeki tatili doyasıya yaşamak için Erzurum termal oteller sayfasını ekibimiz sizin için hazırladı.
Erzurum Tabyaları
Erzurum Tabyaları
Erzurum’da 21 farklı tabya bulunmaktadır. Şehrin doğusuna inşa edilen Aziziye Tabyası, Top Dağı’nın yamaçlarına eklenmiştir. Tabyalar, Osmanlı’nın son dönem padişahı olan Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılmıştır.
Mecidiye Tabyası, yine Top Dağı’nda yer almakta olup, günümüze kadar en iyi ulaşan tabyalardan birisidir. Osmanlı-Rus savaşında, aktif olarak barınak ve idari bina olarak kullanılmıştır.
Şahap Paşa Tabyası Dumlu Köşk sınırları içerisindeki bir tepede konumlanmıştır. Erzurum-Tortum yolu kullanılarak buraya ulaşılabilmektedir.
Çobandede Tabyası ise en yoğun çatışmaların gerçekleştiği Erzurum Ovası bölgesindedir. Çobandede Tepesi’nde konumlanmış olup, kuzeye doğru uzanmaktadır.
Erzurum'daki kayak merkezlerine yakın noktalarda bulunan cezbedecek oteller için Erzurum kış otelleri sayfamıza göz atmayı unutmayın.
Atatürk Evi Müzesi
Atatürk Evi Müzesi
Erzurum’un Yakutiye İlçesi’ndeki Çaykara İş Merkezi’nin alt kısmında bulunan Atatürk Evi Müzesi, bir Erzurum esnafı tarafından 19. yüzyılın sonlarında yaptırılmıştır. O zamanlar konak olarak kullanılan müze, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının uğraması ile Milli Mücadele’nin önemli noktalarından birisi haline gelmiştir.
Erzurum Kongresi gibi önemli kilometre taşlarından birisi olan organizasyon, 52 gün boyunca bu kontakta sürdürülmüştür.
Cumhuriyet’in ilanından sonra Kültür Bakanlığı’na devredilen konak, Atatürk Evi Müzesi olarak 1984 yılında kapılarını ziyaretçilerine açmıştır. İki katlı olan yapıya giriş, kemerli bir kapı ile sağlanmaktadır. 19. yüzyıl mimarisinin yoğun olarak hissedildiği müze, haftanın her günü açık olup, girişler tamamen ücretsizdir.