Ayvalık gerek doğasıyla gerekse tarihiyle ziyaretçilerine gezilecek birçok yer sunmaktadır. Muhteşem güzellikte adaları, tarihi dokusu bulunan köyleri, insanın kaybolmayı istediği daracık sokakları, dünyaca bilinen sahilleri, tabiat parkları ve tarihi birçok yapı ve müzeleriyle Ayvalık, tatil beldesinden öte bir kültür kentidir.
Aynı zamanda Midilli Adası ile de komşu sayılan Ayvalık, bölge üzerinden feribot seferleri düzenleyerek ulaşım yapılmasını da sağlamaktadır.
Şeytan Sofrası, Ayvalık’a bağlı Küçükköy Mahallesi sınırları içerisinde yer alan Sarımsaklı Yarımadası’nda bulunmaktadır. Yarımadanın yüksek bir noktasında bulunan ve Şeytan Sofrası olarak bilinen kaya, aslında volkanik bir oluşumdan ibarettir. Kayanın üzerinde ayak izini andıran büyükçe bir şekil bulunmakta olup yöre halkı tarafından şeytanın ayak izi olarak varsayılmaktadır.
Şeytan Sofrası hikayelerden bağımsız olarak muhteşem manzarası sayesinde birçok ziyaretçiyi kendisine çekmektedir. Burada gerek adaların manzarası, gerekse gün batımı manzarası harikulade olup kesinlikle gezilmesi, mümkünse gün batımına da kalınması gereken muhteşem bir yerdir. Şeytanın ayak izinin üzeri demir bir kafesle çevrilmiştir. Bu kafesin demirlerine de birçok kişi dilek tutup kurdele bağlamaktadır. Şeytan Sofrası, Ayvalık gezilecek yerler arasında görülmesi gereken önemli yerlerden biridir.
Bu hakim tepenin gün batımının ülkemizin en iyi gün batımı manzaralarından biri olduğu söylenmektedir. Burada kafe ve restoranlar da bulunmakta olup ziyaretçilerine manzara eşliğinde yemek yeyip bir şeyler içebilme olanağı sunulmaktadır. Şeytan sofrasına araçlarıyla ziyaret gelmek isteyenler için ücretli otopark hizmeti de bulunmaktadır.
Ayvalık'ın Şeytan Sofrası'na yakın bölgelerdeki konaklama seçeneklerini Ayvalık otelleri sayfamızdan değerlendirebilirsiniz.
Önceki ismi Yeniçarohori olan Küçükköy, çok eski bir yerleşim yeridir. Köyün tarihi Fatih Sultan Mehmet zamanına kadar uzanmaktadır. Daha sonraları Rumlar tarafından kullanılmış olan köye, yeniçerilerin yeri anlamına gelen Yeniçarohori ismini ise Rumlar vermiştir.
Ayvalık’a bağlı bir mahalle konumunda olan Küçükköy’ün merkeze olan uzaklığı sadece 5 km’dir. Sarımsaklı Yarımadası ve dünyaca ünlü Sarımsaklı Plajları bu mahalle sınırları içerisindedir. 20. yüzyıla kadar burada yaşayan Rum halkı Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan mübadele anlaşmasıyla birlikte köylerinden ayrılmak zorunda kalmışlardır. Bu köye ise Boşnaklar getirilip yerleştirilmiştir. Köy, yapı olarak Ayvalık benzeri bir mimariye sahip olmakla birlikte burada bulunan evler genellikle 19. yüzyılda Rum ustalar tarafından yapılmışlardır. Son yıllarda köyde bulunan evler restore edilmeye başlanmış ve evlerin birçoğu müze, atölye ve sanat galerilerine çevrilmiştir. Buraya yerleşmeye başlayan sanatçılarla birlikte köyde büyük bir değişim yaşanmaya başlamıştır.
Küçükköy sanat ve tasarım köyü olma hedefiyle birlikte birçok etkinliğe imza atmıştır. Köyün bilinirliği son zamanlarda bir hayli artmış olup birçok turist köyü ziyaret etmeye gelmektedir. Küçükköy, Ayvalık gezisi esnasında muhakkak ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir.
Balıkesir'de tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek oteller için Balıkesir otelleri sayfamızı ziyaret ederek keyifli bir tatil geçirebilirsiniz.
Ayvalık’a bağlı Altınova Mahallesi, merkeze yaklaşık 15 km uzaklıkta İzmir sınırında bulunmaktadır. Sakin bir yazlık kasabası konumundadır. 8 km yakın bir uzunluğa sahip kumsalı bulunan Altınova’nın en muhteşem yerlerinden birisi de Kum Adası'dır. Kum Adası'nda hem yürüyüş yapmak hem de denize girebilmek mümkündür. Hem denizi güzel olup hem de sakin bir tatil bölgesinde güzel bir tatil düşünenler için oldukça idealdir.
Genelde rüzgârlı olan bölge, yazlıkçıların gelişiyle birlikte hareketlilik kazanmaktadır. Altınova’da piknik yapma imkânlarının yanı sıra kamp yapabilecek birçok yer bulunmaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılın başına kadar Cunda Adası olarak bilinen Alibey Adası’nın daha önceleri Piri Reis'in kitabında geçtiği bilinen Yund Adası olduğu düşünülmektedir. Ayvalık'a bağlı 22 ada arasında en büyük olan ve sadece yerleşime açık olan ada Cunda Adası yani Alibey Adası’dır. Diğer adalara oturma izni verilmemiş ve koruma altına alınmıştır. Cunda, Yunan işgali sırasında büyük mücadele veren Yarbay Ali Çetinkaya’ya ithaf edilerek Alibey Adası olarak değiştirilmiştir.
Ada ana karaya iki köprü ile bağlanmaktadır. İlk köprü 1817 yılında deniz doldurularak hemzemin şeklinde yapılmış ve Lale Adası ile Ayvalık‘ı birbirine bağlamıştır. İkinci köprü ise 1964 yılında yapılarak Cunda Adası ve Lale Adası'nı birbirine bağlamıştır. Bu köprü Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olarak bilinmektedir. Alibey Adası'na ulaşım, köprü vasıtasıyla kara yoluyla sağlandığı gibi yaz aylarında tekne ile de sağlanmaktadır. Ayvalık gezilecek yerleri açısından oldukça zengin olmakla birlikte, bu gibi özel adalara da sahip olmasıyla tercih edilen bölgelerden biridir.
Alibey Adası en az Ayvalık kadar büyük bir öneme sahiptir. Adada gerek tarihi gerekse doğal güzellik bakımından birçok gezilecek ve görülecek yer bulunmakta olup Ayvalık'a gelen hemen herkes tarafından ziyaret edilmektedir.
Ayvalık Cunda Adası dışında bölgede bir tatil planı yapmak için Ayvalık gezi rehberi sayfasını incelemeyi unutmayın.
Ayvalık merkezde bulunan kilisenin ilk olarak daha eski zamanda inşa edildiği düşünülmekte ancak günümüze ulaşmış halinin 1844 yılında yapıldığı bilinmektedir. Ayvalık’ta bulunan en eski kilise olma özelliğine sahiptir.
Mübadele dönemine kadar aktif olarak kullanılan kilise bir ara depo olarak da kullanılmıştır. Ancak bina daha sonra terk edilmiştir. Kültür Turizm Bakanlığı tarafından restore edilen kilise, Balıkesir Kuvâ-yi Milliye Müzesi Müdürlüğü’ne bağlanmış ve 2013 yılında ziyarete açılmıştır. Üç adet ana giriş kapısı olan kilise, iki katlı ve üç kubbeli olarak inşa edilmiştir. İçerisinde freskler, tablolar, desenler ve sütunları kesinlikle görmeye değer niteliktedir. Tarihi anıtlara meraklı olan turistlerin, Ayvalık gezilecek yerler arasında bu özel müzeyi çokça ziyaret ettiği belirtilmektedir.
Taksiyarhis Anıt Müzesi, pazartesi hariç diğer günler açık olup ziyaret saatleri yaz aylarında 09.00 ile 19.00, kış aylarında 09.00 ile 17.30 saatleri arasıdır. Müze kartın geçerli olduğu anıt müzeye giriş ücreti 6 TL’dir.
Ayvalık'ın tarihi ve turistik mekanlarındaki gezinize devam etmek için Balıkesir gezi rehberi sayfamıza göz gezdirebilirsiniz.
Alibey Adası’nda sahilde bulunan bu tarihi taş kahve adaya gelenlerin muhakkak uğradığı mekânlardan biridir. Sahilde muhteşem bir konuma sahip olan kahve, taştan yapılmış yüksek tavanlı bir bina olup Rumlardan kalmadır. Kahve gerek tarihi yapısı gerek kahveleriyle çevrede herkes tarafından bilinen bir yerdir.
Kahvenin sahibi ise Girit mübadillerinden olan Hüseyin Bey’dir. Girit'te de babasıyla birlikte kahve işleten Hüseyin Bey mübadele ile birlikte Alibey Adası’na yerleşmiş ve küçük bir kahve işletmeye başlamış. Daha sonra bu taş kahvenin satılık olduğunu duyunca hemen satın almış ve Girit’te bulunan kahvelerinin özlemini bir nebze de olsa gidermiş. Kahvecilik işini aşkla yapan Hüseyin Bey’in ölümünden sonra günümüzde de aynı aile bu taş kahveyi işletmektedir. Eski bir yer olması ve yine aynı şekilde o dönemlere atıfta bulunan tarzıyla Taş Kahve, Ayvalık gezilecek yerler listesinde ''görülmesi gereken yerler'' şeklinde ifade edilmektedir.
Alibey Adası’na gidildiğinde harika bir atmosfere sahip olan taş kahve, muhakkak ziyaret edilip sakızlı kahvesi içilmesi gereken bir yer olmasıyla birlikte aynı zamanda bölgenin popüler tatil mekanlarından da biridir.
Türkiye’nin en büyük tabiat parkı olarak bilinen Ayvalık Adaları Tabiat Parkı, Alibey Adası’nın bir bölümünü de içine almakta olup 19 ada ve deniz de dahil olmak üzere yaklaşık 20 hektar büyüklüğündedir.
Tabiat parkı statüsüne 1995 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile kavuşmuştur. Doğal sit alanı olmasının en büyük avantajı, adalara imar izni verilmeyip doğallığını korumasının sağlanmasıdır. Bu fevkalade ortamın Balıkesir Ayvalık gezilecek yerler çerçevesinde es geçilmemesi bölgelerden olduğu ifade edilmektedir. Büyük bir bölümünü denizin oluşturduğu tabiat parkının içerisinde eşsiz güzellikte koylar, plajlar, kızıl mercanların bulunduğu dalış noktaları, ormanlık araziler, zeytinlikler, tarihi yapılar ve bazı yerlerinde özel mülkler bulunmaktadır.
Birçok etkinliğin yapılabildiği muhteşem bir doğa harikası olan Ayvalık Adaları Tabiat Parkı, ziyaretçilerine doğa yürüyüşü yapabilme, kamp yapabilme, dağ bisikleti ile gezebilme, piknik yapabilme ve denize girebilme imkânı sunmaktadır.
Ayışığı Manastırı, Alibey Adası’nın kuzey tarafını oluşturan Pateriça Yarımadası’nın kuzeye bakan tarafında deniz kenarında bulunmaktadır. Manastırın Ayronoz Keşişleri tarafından 17. yüzyılda yapılmış olduğu düşünülmektedir. Sonraki yıllarda birkaç kez yıkılmış ve onarım görmüştür.
Etrafı duvarlarla çevrili olan manastırın ortasında bir de kilise bulunmaktadır. Çevresinde birçok zeytin ağacı bulunan kilise, bazı tarihlerde zeytin işçilerine hem kalacak yer hem de eğitim verilen bir yer olarak kullanılmıştır. Bir zamanlar bu manastırda bekâr kızların dini eğitim görmüş olmasından dolayı Bekâr Kızlar Manastırı da denilmektedir. 1995 yılında Adalar Tabiat Parkı bünyesine dâhil olarak birinci derece sit alanı olmasına rağmen manastır özel mülk statüsünde olduğu için sahibi Katrinli ailesi tarafından Suzan Sabancı Dinçer’e satılmıştır.
Manastırı restore ettiren Sabancı ailesi müze-ev olarak 2012 yılında görkemli bir de açılış töreni düzenlemiştir. Özel mülk statüsünde olduğu için kış aylarında kasım ile nisan ayları dahil altı ay ziyarete kapalı tutulan manastır, yaz aylarında ise sadece salı ve çarşamba günleri saat 10.00 ile 15.00 saatleri arasında ziyaret açıktır. Birinci derece sit alanı olduğu için yol yapımına izin verilmeyen manastıra, ulaşım güçlükle toprak yoldan ve yalnızca arazi araçlarıyla sağlanabilmektedir. Müze-eve dönüştürülen manastırda fotoğraf çekmek de yasaktır.
Manastırı ziyaret etmek için çeşitli zorluklarla karşılaşan ziyaretçiler buranın restoresindeki amacın tarihi yapıyı kurtarıp halka sunmaktan çok burayı malikâneye çevirmek olduğunu dillendirmektedirler. Ayışığı Manastırı’nı ziyaret etme şansına sahip olursanız giriş ücreti tam bilet 10 TL, indirimli bilet 7 TL’dir.
Ayvalık'ta daha büyük oteller yerine, kendinizi ev sıcaklığında hissedebileceğiniz, oteller Ayvalık butik otelleri sayfamızda yer almaktadır.
Sarımsaklı Yarımadası’nda, Şeytan Sofrası diye tabir edilen tepenin eteklerinde bulunmaktadır. Sarımsaklı Plajı ve Şeytan Sofrası gezilirken görülebilecek bir yerdir. Aslında Ayvalık merkezden de görülebilen bu yarımadaya gidilmek istenirse Sarımsaklı'da dolaşmak gerekmektedir.
Tımarhane Adası, anlatılanlara göre eskiden psikoterapi merkezi olarak kullanılmakta olduğundan bu adı almıştır. Öyle ki eski zamanlarda ahali psikolojik sorunu olan kişileri oraya bırakırlar, onlarda orada çabucak iyileşip geri dönerlermiş. Ada aynı zamanda sürekli rüzgarlı olmasıyla da bilinmektedir. Çok sert esen rüzgarlar kayalıklara çarparak ilginç sesler çıkarmaktadır. Günümüzde genellikle tımarhane adası olarak bilinen yere eskiden Rumlar, orada bulunan manastırın adı olan Aya Paraskevi, Türkler ise Taşlı Manastır demekteymiş.
Kayalıkların içinde bulunan küçük manastır harabe durumunda bulunmaktadır. Tımarhane Adası'na geldiğiniz zaman aynı zamanda Sarımsaklı Plajı taraflarına da uğrayıp burada güzel bir gün geçirmeniz mümkündür.
Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı, Ayvalık’a bağlı Alibey Adası’nda bulunan Aya Yanni Kilisesi’nin restore edildikten sonra kitaplığa dönüştürülmesi ile birlikte bu ismi almıştır. Mübadele sonrası terk edilip harabeye dönen kilise, Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından 2007 yılında restore edilmiştir.
Burada bulunan manastırın bir parçası olduğu düşünülen kilise, içerisinde bulunan din ve hukuk kitaplarıyla ün salmış durumdaydı. Bu zengin kitap arşivi hatırına kitaplığa dönüştürülmesi kararlaştırılmıştır. Restore edilen kent kitaplığı aynı zamanda Agios Yannis Kilisesi olarak da bilinmektedir.
Kitaba ve okumaya büyük önem veren ve "Göremediğime değil, okuyamadığıma üzülüyorum." sözüyle hatıralara kazınan emekli büyük elçi Necdet Kent ve eşinin ismi kitaplığa verilmiş ve oğlu tarafından 1300’den fazla kitabı buraya bağışlanmıştır. Kitaplığın içerisinde kiliseye ait freskler ve portrelerde ziyaret esnasında görülebilmektedir.
Ayvalık merkezde İsmet Paşa Mahallesi’nde bulunan Saatli Camii, Ayvalık’ın simgelerinden biri haline gelmiştir. Saatli Camii, kilisenin çan kulesinin üzerinde bulunan saat nedeniyle bu isimle anılmaktadır.
Agia Ianni (Aya Yanni) kilisesi olarak 1850 yılında yapıldığı düşünülen Saatli Cami’nin bazı kaynaklarda 1870 yılında yapıldığı da belirtilmektedir. Yöreye has olan sarımsak taşı sayesinde muhteşem bir dış görünüşe sahip olan caminin içi de görülmeye değer bir mükemmelliktedir. Ayvalık’ın en merkezi konumunda yer alan camide yakın bir zamana kadar kulede bulunan saatin çanı buçuklarda bir kez, saat başlarında ise saat kaçı gösteriyorsa o kadar çalmaktaydı. Bu, Ayvalık’ta yaşayan kişiler için, özellikle yaşlılar için çok önemli bir detay olarak anlatılmaktadır. Ancak saatin çanı bazı nedenlerle bozulmakta ve tamiri uzun zaman almaktadır.
Saatli Camii, Ayvalık gezilecek yerler düşünüldüğünde kesinlikle görülmesi gelen yerlerin başında gelmektedir.
Çınarlı Camii, Ayvalık merkezde Hamdibey Mahallesi’nde bulunmaktadır. 19. yüzyılın başında yapıldığı düşünülmekle birlikte 18. yüzyılın sonlarında yapıldığı yönünde kaynaklara rastlamak da mümkündür.
Burada yaşayan Rumlar tarafından yapılan kiliseye Aya Yorgi Kilisesi adı verilmiştir. Yüzyıldan uzun bir zaman kilise olarak kullanılmıştır. Mübadelenin ilk yıllarında 1923’te camiye çevrilmiş ve içindeki freskler ve ikonaların üstü kapatılmış ve tablolar kaldırılmıştır. Bahçesinde bulunan çınar ağacı sebebiyle Çınarlı Camii olarak isimlendirilen cami, kesme taştan yapılmış ve içerisindeki mermer sütunlar ve iç süslemeleri harikulade bir güzelliğe sahiptir. Gerek iç görünüş, gerekse dış görünüş açısından oldukça görkemli bir yapıdır.
Kilise, hac planlı olarak tasarlanmış ve üzerinde bir kubbe bulunmaktadır. Kilisenin yapılış tarihi Ayvalık bölgesinin varlıklı dönemlerine denk geldiğinden gösterişli bir mimariye sahiptir. Ayvalık’ın en önemli tarihi yapılarından biri olan Çınarlı Camii bölgeye gelen turistlerin uğrak noktalarından biri olup, günümüzde hala ibadete açık durumdadır.
Bu kitaplığın hemen yanı başında bulunmakta olup Alibey Adası’nın simgelerinden biri haline gelmeye başlamıştır. Kilisenin restoresiyle birlikte geriye pek bir şeyi kalmamış olan yel değirmeni de restore edilerek 2007 yılında ziyarete açılmıştır. Bu tarz yerler Ayvalık çevresinde nadir bulunmaktadır.
Yel değirmeninin girişinde yöreye özgü zeytinyağı ve hediyelik eşya satışı yapılmakta olup buraya gelen turistlerin muhakkak fotoğraf çektirdikleri bir sembol haline gelmiştir.
Ayvalık evleri ve dar sokakları muhteşem görünümüyle insanları cezbetmektedir. Ayvalık’a has belirgin bir mimari özelliğe sahip olan Ayvalık evlerinin yapı malzemesi bu yöreye ait olan sarımsak taşıdır. Eskiden Küçükköy’de üretilen tuğlalar, kurşun, demir ve ağaçlar yapıların temel malzemeleridir. Kırmızıya yakın hoş bir rengi olan sarımsak taşı ile ahşap muhteşem bir uyum göstermiş ve Rum ustaların elinde şahesere dönüşmüştür.
Anıtlar Kurulu tarafından koruma altına alınan Ayvalık evleri yaklaşık olarak 150 yıllık bir geçmişe sahiptirler. Ayvalık’ta bulunan bu muhteşem yapıların birçoğu tescillenmiştir. Burada bulunan evler genellikle iki ya da üç katlıdır. Kapıları, pencereleri ve cumbalarıyla göz dolduran evleri bu kadar göze hoş gösteren detaylar ise ahşap işçiliğinde gizlidir. Rengarenk kapıları ve pencereleri, hatta birbirinden farlı güzellikte olan kapı tokmakları, cumbalarından sarkan çiçekleri ile yapıların görkemi bir kat daha artmaktadır. Sokaklarda genellikle ağaçlar altında bulunan kahvehaneler, oturup bir şeyler içip dinlenilebilecek yerlerdir. Dar sokakları genellikle taş döşeli olmakla birlikte yapılarla uyum içerisindedir. Geçmişten esintilere şahit olmak isteyenlerin Ayvalık gezilecek yerler listesine mutlaka bulunması gereken yapılardandır.
Sokaklarda öylesine dolaşmak ve fotoğraf çekmek Ayvalık’a gelenlerin sıklıkla yaptığı bir aktivite haline gelmiş durumdadır. Ayvalık’a geldiğinizde birkaç saatinizi ayırıp sokaklarında dolaşmalı ve Ayvalık’ın tadını çıkarmalısınız.
Alibey Adası’ndaki en görkemli yapılardan biri olan Ayvalık Rahmi M. Koç Müzesi 1873 yılında kilise olarak inşa edilmiş olan Taksiyarhis Kilisesi’dir. Taksiyarhis Kilisesi, daha öncede burada bulunan kilisenin yerine tekrar inşa edilmiştir. Alibey Adası’nın yerleşim tarihi Ayvalık’tan bile eski olduğundan Taksiyarhis Kilisesi burada yıllar boyu yaşam süren Ortodoks Rumların merkez kilisesi konumundaydı.
Koruyucu baş melekler olan Cebrail ve Mikail’e birlikte Tasiyarhis denilmekte olup kilisenin adı da buradan gelmektedir. Mübadele dönemine kadar kilise olarak kullanılmaya devam edilmiştir. Yıllar boyunca kullanılmayan ve yıkılmaya yüz tutmuş olan kilise, 2011 yılında Vakıflar Meclisi kararı ile Rahmi M. Koç Müzecilik Kültür Vakfına devredilmiş ve yenileme çalışmalarına başlanmıştır. 2014 yılında yenileme çalışmaları tamamlanan kilise “Ayvalık Rahmi M. Koç Müzesi” adı altında ziyarete açılmıştır. Bu şekilde eski bir kilise oldukça özel bir müze haline getirilmiştir. Müzede Ankara ve İstanbul’da bulunan Rahmi Koç müzelerine benzerliğiyle dikkat çeken koleksiyonlar sergilenmektedir. Müzede tekne oyuncakları, buharlı oyuncak modelleri gibi çeşitli oyuncaklar, denizcilikte kullanılan eşyalar ve eski arabalar gibi birçok eser bulunmaktadır.
Müze içerisinde küçük bir kafe ve hediyelik eşya satın alınabilecek bir de mağaza bulunmaktadır. Pazartesi günleri kapalı olan müze, yaz aylarında 10.00 ile 19.00 saatleri arasında, kış aylarında ise 10.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Müze giriş ücreti yetişkinler için 5 TL öğrenciler için 2 TL’dir.
Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı ve yel değirmeninin bulunduğu tepeye Aşıklar Tepesi denmektedir. Hem adaları hem Ayvalık’ı gören tepenin muhteşem bir manzarası bulunmaktadır.
Bu tepe üzerinde kitaplığın hemen yanı başında manzara eşliğinde kahvenizi yudumlama imkanı bulunan bir de kafe bulunmaktadır.
Ayazma Şifalı Sular Merkezi, Ayvalık merkezde bulunmakta olup, Panaya Feneromeni adıyla da bilinmektedir. Daha önce kilise olduğu düşünülen yapının araştırmalar ve bulgular neticesinde, kilise değil ayazma olduğu anlaşılmıştır. Ayazma kutsal veya şifalı su anlamlarına gelmektedir.
Ortodoks inancına göre kutsal sular birçok hastalığa iyi gelmekte, bu suyu içenin duası kabul olmaktadır. Ayazmalar tarihte bir çeşit şifa merkezi olarak rol üstlenmiş yapılardır. Bugünkü yapının bulunduğu yerde 1852 yılında bir kazı yapılmış, Meryem Ana Heykeli ve kutsal olduğuna inanılan su bulunmuştur. Daha önce de buna benzer bir yapının olduğu düşünülen yere 1867 yılında küçük bir ayazma inşa edilmiş ancak çok uzun süre ayakta kalamamıştır. Günümüze ulaşan ayazma ise 1890 yılında inşa edilmiştir.
Mübadele sonrasında önemini kaybeden bina, bir dönem zeytinyağı fabrikası olarak da kullanılmış ve daha sonrasında terk edilmiştir. Terk edildikten sonra harabe haline gelmeden 2016 yılında Ayvalık Belediyesi ve gönüllülerin katkıları ile restore çalışmalarına başlanan ayazmanın restorasyonu 2018 yılında tamamlanarak “Ayazma Şifalı Sular Merkezi” adı altında ziyarete açılmıştır. Günümüzde de ayazmanın içinde şifalı olduğu düşünülen su bulunmakta olup şişelenmiş olarak alabilmek de mümkündür.
Ayazma Şifalı Sular Merkezi pazartesi günleri hariç 10.00 ile 17.00 arasında ziyaret edilebilmektedir.
Ayvalık bölgesinde zeytin ve zeytinyağı her zaman büyük bir öneme sahip olmuştur. Tarihi bir binanın restore edilmesiyle 2012 yılında faaliyete başlayan zeytinyağı tadım laboratuvarı bölgedeki zeytin yetiştiriciliğini geliştirmek için tadım kursları düzenlemektedir.
Binanın bir diğer bölümü de müze benzeri bir yapıda olup tarih galerisi olarak hizmet vermektedir. Ayvalık’ın tarihi ile ilgili mübadele öncesinden günümüze kadar ticari ve sosyal hayatın anlatıldığı ve birçok bilginin sunulduğu halka açık bir galeri konumundadır.
Zeytinyağı tadım kursunun ziyaret edilmesi durumunda gelen misafirlere de tadım kursu verilip Ayvalık zeytinyağının ayırt edici özellikleri anlatılmaktadır.
Ayvalık Günübirlik Gezilecek Yerler
Ayvalık Balıkesir’in yaz turizminde adından bahsettiren en güzel yerlerden biridir. Çevresinde yer alıyor olan doğal ve tarihi yerleri de görüp keşfetmek gerekmektedir.
Kaz Dağları Ayvalık’a yaklaşık 78 km uzaklıktadır. Balıkesir’in nefes alınmaya müsait yerlerinin başında gelmektedir. Doğanın içerisinde zamandan bağımsız vakit geçirmek isteyenlerin listesinde yer alan meşhur bir yerdir.
Kapıdağ Yarımadası Ayvalık’a yaklaşık 245 km uzaklıktadır. Doğanın içerisinde zaman geçirmeyi seven yeniliklere açık gezginlerin ilgisini çeken yerler arasındadır. Doğa yürüyüşü ve kamp yapmaya uygundur.
Kozak Yaylası Ayvalık’a yaklaşık 50 km uzaklıktadır. Yaklaşık beş milyon fıstık ağacı ile donanmış olan Kozak Yaylası Bergama Krallığı’ndan günümüze dek aynı güzellikleri saklamaktadır. Oksijeni bol olan bu alanda vakit geçirmek oldukça keyifli ve rahatlatıcıdır.
Ayvalık'ta balayına özel oda süslemelerinden SPA merkezlerindeki kadar seçebileceğiniz otelleri Ayvalık Balayı otelleri sayfamızda listeledik.
Antandros Antik Kenti Ayvalık’a yaklaşık 60 km uzaklıktadır. Antik Kent’in M.Ö. 10. yüzyılda kurulduğu bilinmektedir. Askeri ve coğrafik olarak stratejik noktada bulunan Antandros görülmeye değerdir.
Manastır Koyu Ayvalık’a yaklaşık 250 km uzaklıktadır. Ihlamur kokularının yayıldığı koy hem yaz turizmine hem de kamp yapmaya oldukça elverişlidir. Küçük ve kendi halinde olan Manastır Koyu görülmeye değerdir.