Tarih boyunca birçok Anadolu uygarlığının etkisinde kalmış olan Silifke, Antalya-Mersin Karayolu üzerinde Akdeniz'in kıyısında yer almaktadır. Uzun süre İyonya Medeniyeti yönetimi altında kaldığı için bünyesinde çok fazla tarihi yapı barındırmaktadır.
Diğer Mersin ilçelerine göre doğal güzelliklerinden çok tarihi yapıları ağır basmaktadır. Konumu itibari ile oldukça önemli bir yerde bulunması, tarihi güzelliklerinin zenginleşmesine olanak sağlamıştır.
Adam Kayalar
Adam Kayalar
Adam Kayalar, Silifke ve Erdemli ilçeleri arasında bulunan Kızkalesi'ne yakın bir yerdedir. Kızkalesi'ne 7 km, Silifke ilçe merkezine ise 32 km uzaklıkta yer almaktadır. Oyulmuş kaya figürleri hayranlık uyandırmaktadır.
Vadiye bakan kayalarda, 9 niş içine oyulmuş figürler vardır. Bunlar 11 erkek, 4 kadın, 2 çocuk ve 1 dağ keçisidir. Alınlıkta, Roma kartallarının figürleri de görülmektedir. Tarihinin MS 2. yüzyıla dayandığı tahmin edilmektedir.
Dört ölü ziyaretini sahneleyen figürler en önemlileri arasında yer almaktadır. Ölüler yalnız bir şekilde ya da başlarında eşi ya da çocukları bulunarak gösterilmiştir. Kabartmalar arasında iki asker de yer almaktadır. Bir diğer kabartmada sol eliyle keçiyi, sağ eliyle ise üzümü tutan bir adam görülmektedir. En son kabartmada ise bir veda sahnesi vardır.
Silifke'de Adam Kayalar ve diğer turistik mekanlara yakın otellerin listesi Silifke otelleri sayfasında yer almaktadır.
Silifke Kalesi
Silifke Kalesi
Göksu Deltası’nın başladığı yerde kurulmuş olan Silifke Kalesi Ortaçağ'da inşa edilmiştir. Yunanlılar burada koloni kurmuşlar fakat başarı elde edememişlerdir. Büyük İskender'in ölümünün ardından piyade generali olarak görev yapan Seleukos Nikator tarafından kurulmuş ve kente Seleukisa adı verilmiştir.
Romalılar zamanında yaşanan barış döneminin Akdeniz'de yarattığı uygun ortamdan faydalanan kent, imparatorluğun bağımsız şehirleri arasında yer edinmiştir. MS 4. yüzyılda İsaurialılar’ın eline geçen bölge, 5. yüzyılda Hıristiyan dünyası için önemli bir ziyaret merkezi konumuna gelmiştir.
Arapların Anadolu'da görülmeye başlaması ile önemi daha da artmıştır. Helenistik Dönem'de inşa edilen kale, bu sırada tamir görmüştür. Bir dönem Arapların eline geçen şehir, sonrasında Ermeni Krallığı'nın egemenliğini yaşamıştır.
I. Alaeddin Keykubad Devri’nde Mübarüziddin Ertokuş, Anadolu Selçukluları'na vergi veren bir krallık konumunda olan Ermeniler’e ait kaleyi fethetmiştir. Karamanlı egemenliğinin 1471 yılında son bulmasıyla, Osmanlı İmparatorluğu'nun eline geçmiştir.
Silifke Kalesi yerleşim alanına hakim bir kayalık üzerine inşa edildiği için yapının etrafında savunma hendeği yoktur. 23 burcu olan kalenin dört ana yöne açılan birer kapısı bulunmaktadır. Kale içinde Seleukoslara ait bir yapı kalıntısı, altında büyük bir mahzen ve bunun yanında bir de su sarnıcı vardır.
Silifke!deki gezinize Mersin'de devam etmek için konaklama seçeneklerini Mersin otel fiyatları kategorisi üzerinden inceleyebilirsiniz.
Uzuncaburç
Uzuncaburç
Arkeolojik zenginliği ile ünlü Silifke'de en görkemli anıtlarından birisi Uzuncaburç'tur. Şuan ki Uzuncaburç Beldesi'nde yer almaktadır. Günümüzde de kazıların sürdürüldüğü bu ören yeri, eski zamanlarda Olba Krallığı'nın kutsal alanı olma özelliğine sahiptir. Olba Krallığı Seleukoslar'a bağlıdır.
Roma İmparatorluğu yöreye egemen olunca bu ibadet yerini Olba'dan ayırarak bağımsız bir kent haline getirmiştir. Diocaesares adıyla bağımsızlaşan kent hızla gelişmiş ve 400 metre boyutlarında bir surla çevrelenmiştir. Sütunlu caddeler, Şans Tapınağı, tiyatro, spor salonu, çeşme gibi görkemli yapılarla süslenmiştir. Kendi adının yazılı olduğu Roma Parası bile bastırılmıştır.
Uzuncaburç deniz seviyesinden 1184 metre yüksekliktedir. Antik kentin yapıları ile günümüz beldesinin yapıları iç içedir.
Giriş ücreti 6 TL'dir.
Seleukeia Antik Kenti
Seleukeia Antik Kenti
Göksu Irmağı'nın kıyısında yer alan Antik Seleukeia, aynı adı taşıyan diğer kentler ile karıştırılmaması için "Seleukeia Kalykadnos" olarak adlandırılmıştır. Kuruluşu M.Ö 3. yüzyılın başlarında Suriye Kralı 1. Seleukos Nikator'a dayanmaktadır. Taşucu, eski adıyla Holmoi, halkı buraya taşınarak kent oluşturmuştur. Yeni yerleşim yeri stratejik bir konumda olmasından dolayı, denizden 8 km içeride bir tepe olarak seçilmiştir.
Bu zorunlu göçün nedeninin Akdeniz kıyılarında artan korsan etkinliği ve bitmeyen yağmalar olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda Toros Dağları'nda yaşayan kabilelerin yağmacı saldırganlığına karşı başka önlemler de alınmıştır. Kent en parlak dönemini Roma İmparatorluğu'nun egemenliği altındayken yaşamıştır. Seleukeia Kalykadnos, bu dönemde 33 kentin merkezi haline gelmiştir.
Bizanslıların Hristiyanlık Dönemi'nde ise dini merkez olarak öne çıkmıştır. Azize Thekla'nın varlığı nedeniyle önemli bir hac merkezi olmuştur. Bu önemini MÖ 359 yılında Hristiyan aleminin Dinsel Danışma Meclisi toplantısına ev sahipliği yapmış olmasıyla da göstermiştir.
Giriş ücreti 6 TL'dir.
Silifke'de mutlaka gezilmesi gereken yerleri ekibimiz sizin için Silifke'de gezilecek yerler sayfasında listeledi.
Kıbrıs Şehitliği (Kıbrıs Hatıra Ormanı)
Silifke Kıbrıs Hatıra Ormanı
Silifke'nin 5 km batısında bulunan Bahçederesi Mahallesi'nde yer alan Kıbrıs Şehitliği, sembolik bir askeri mezarlıktır. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında öldürülen Türk askerlerine adanmış açık hava müzesi içeren bir ormandır.
1976 yılında 454 Türk ordusu askerlerinin anısına sembolik bir mezarlık olarak kurulmuştur. Her sembolik mezarın yanına birer ağaç dikilmiştir. Sembolik mezarlar ile çevrili anıtın ortasında Atatürk'ün anıtı da bulunmaktadır.
Kıbrıs Şehitliği'nde tüfek, tabanca ve mühimmat gibi silahların sergilendiği bir müze de vardır. Açık hava müzesinde, Kıbrıs Rum Ordusu'ndan ele geçirilen bir tank, bir obüs ve zırhlı personel taşıyıcı gibi bazı ağır askeri teçhizatlar sergilenmektedir.
Silifke'de birbirinden farklı mekanlar ile sizi büyüleyecek yerler için Silifke gezi rehberi yazımıza göz atabilirsiniz.
Tokmar Kalesi
Tokmar Kalesi
Mersin-Antalya Karayolu’ndan 5 km içeride bulunan Tokmar Kalesi, Silifke'nin Taşucu beldesine 20 km uzaklıktadır. Antikçağ'da adı Castellum Novum ismiyle anılan yapı, Göksu Vadisi'nde denize hakim yalçın bir tepe üzerinde yer almaktadır.
Tokmar Kalesi'nin bulunduğu konumda Yeşilovacık'tan Susanoğlu'na kadar çok geniş bir alanı kontrol altında tutmak amaçlanmıştır. Bu özel konumu nedeniyle Ortaçağ'da ve sonrasında Göksu Vadisi'nin güvenliğinde önemli bir rol oynadığı anlaşılmaktadır.
Yapıda bir kitabe olmamasına rağmen duvar tekniğini diğer kalelerle kıyaslayarak 12. yüzyılda Kilikya Ermeni Krallığı Dönemi’nde tamamen yenilendiğini tahmin etmek mümkündür. 13. yüzyılda bir dönem Haçlılar içerisinde güçlü bir grup olan St. John Hospitalier Şövalye Tarikatı’nın eline geçmiştir.
Tamamen moloz taştan inşa edilen kale duvarlarında, yer yer rustik duvar tekniği kullanılmıştır. Kale, etraftaki diğer kaleler ile birlikte uzun bir savunma sisteminin parçası olduğu düşünülmektedir. Sarp kayalık nedeniyle giriş ancak kuzey yönünden sağlanabilmektedir. Bu yöndeki kuleler ve surlar çok güçlüdür.
Silifke'deki gezinize Mersin'de devam etmeye karar verdiyseniz mutlaka Mersin gezi rehberi sayfamızı incelemeniz gerekmektedir.
Friedrich Barbarossa Anıtı
Friedrich Barbarossa Anoto
Frederick Barbarossa Anıtı, Kutsal Roma İmparatoru I. Frederick'e adanmış bir anıttır. Kutsal Roma İmparatoru I. Frederick Barbarossa, Üçüncü Haçlı Seferi'ne katılıp Anadolu'nun çoğunu geride bıraktıktan sonra, 10 Haziran 1190 tarihinde Göksu Nehri'nde boğulmuştur. Nehri geçerken atı kaymış ve kayalara doğru düşmüştür.
Alman Büyükelçiliği 1971 yılında I. Frederick'in öldüğü yere bir anıt taş yerleştirmiştir. Silifke Konya Karayolu üzerinden 9 km gittikten sonra sağ tarafta yer almaktadır.
Silifke Atatürk Evi Müzesi
Silifke Atatürk Evi
Saray Mahallesi'nde yer alan müze, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 20 Ocak 1925 tarihinde eşi Latife Hanım ile birlikte Mersin'e geldiğinde kalmış olduğu evdir. 1897 yılında Mersin vatandaşı olan Alman Müktesebatı H. Christman tarafından yaptırılmıştır.
Atatürk ve eşi Latife Hanım 11 gün kaldıktan kısa bir süre sonra evi Fedon Tahinci ve ailesi almıştır. Tahinci Evi olarak adlandırılmıştır. 1980 yılında hükümet tarafından satın alınarak yapılan restorasyon çalışmalarından sonra Atatürk ve Kurtuluş Savaşı üzerine eserlerin bulunduğu bir müzeye dönüştürülmüştür. Müze 12 Ekim 1992 tarihinden hizmet vermeye başlamıştır.
Günümüzde Atatürk Evi ve Müzesi olarak düzenlenmiş yapının zemin katında, fotoğraf ve belge galerisi ve küçük bir konferans salonu bulunmaktadır. İkinci katında ise iki yatak odası, çalışma odası, dinlenme odası ve Atatürk'ün şahsi eşyaları sergilenmektedir.
Silifke Atatürk Evi Müzesi'ne giriş ücretsizdir.
Alaaddin Camii
Alaaddin Camii
Akarca Mahallesi'nde yer alan Alaaddin Camii, 1261 yılında Karamanoğulları tarafından inşa edilmiştir. Yapımından birkaç yıl sonra 15-20 metrelik yivli minare eklenerek daha göz alıcı bir hale getirilmiştir. Caminin tam karşısında Karamanoğulları'ndan kalma bir han ve bir köprü ise hala varlığını sürdürmektedir.
Merkezi planlı olan Alaaddin Camii, kesme taştan inşa edilmiş olup, kubbelidir. Basık kemerli taş kapısı, batı yönünde yer almaktadır. Caminin girişinde çok derin olmayan taş mihrap ve sağında ise ahşap minber vardır. Sağır sivri kemerler yan duvarlar üzerinde kullanılmıştır. Üçgen payandalar, sağır kemerlerin ayaklarını desteklemektedir. Kubbesi Türk mimarisinden oldukça farklıdır.
Aya Tekla Yeraltı Kilisesi (Meryemlik)
Aya Tekla Yeraltı Kilisesi
Aya Tekla Kilisesi, Bizans Dönemi’ne ait yıkık bir kilisedir. Azize Thekla'nın sığınma amaçlı kullandığı bir yer olduğu için tarihi öneme sahiptir. Hristiyanların çıktıkları hac yolculuklarında uğradıkları yerlerden birisidir.
İsa'nın inancını, çok tanrılı dinlere karşı savunan ve şehit olan ilk kadın olarak bilinen Thekla, ilerleyen zamanlarda azize ilan edilmiştir. Thekla'nın kaybolduğu mağara yörede Hristiyanlığı benimseyenlerce gizli ibadet yeri haline getirilmiştir.
Aya Tekla Yeraltı Kilisesi'ne giriş ücretsizdir.
Arslan Eyce Özel Amfora Müzesi
Arslan Eyce Özel Amphora Müzesi
Taşucu Limanı çevresinde, güzel bir binaya sahip hoş ve ilgi çekici bir vakıf müzesidir. Arslan Eyce'nin koleksiyonunda bulunan amfora ve toprak eserlerin vakfa bağışlanması ile 1997'de kurulmuştur. Ayrıca yöre halkının katkılarıyla müze koleksiyonu zenginleşmeye devam etmiştir.
MÖ 5. yüzyıldan itibaren Antik Çağ'lara ait amfora ve çeşitli toprak eşyalarının sergilendiği müze, Akdeniz ticaretinde kullanılan amfora tipleri bakımından önemlidir. 400 amforanın bulunduğu müzenin küçük bir bölümü de etnografik eserlere ayrılmıştır. Amforaların en eskisi MÖ 6. yüzyıla, en yenisi ise MÖ 12. yüzyıla tarihlenmektedir.
Poimenios Hamamı (Üç Güzeller)
Üç Güzeller Mozaiği
Narlıkuyu Mahallesi'nde bulunan taş yapı içinde MÖ 4. yüzyılın ikinci yarısından kalma sanatsal değeri çok yüksek bir mozaik korunmaktadır. Doğu Roma İmparatorluğu'nda yüksek bir devlet görevlisi olduğu anlaşılan Poimenios, koydaki gizemli tatlı su kaynağından yararlanarak bir hamam yaptırmıştır.
Hamamın tabanına Cennet Kızları'nı, yani hurileri simgeleyen mozaik çizdirmiştir.
Giriş 6 TL'dir.
İmbriogion (Demircili) - Mersin
İmbriogion
Günümüzde genel olarak Demircili olarak bilinen yapı eski dönemlerde Kilikya'da İmbriogon olarak adlandırılmıştır. Silifke'nin Demircili Mahallesi'nde yer almaktadır.
Imbrogion MS 2. yüzyılda, Seleukia'nın zengin vatandaşları için bir yazlık konut olarak kurulmuştur. Hıristiyanlığın hakim olduğu zamanlardan kalma hiçbir şey bulunmadığı için, kısa bir süreliğine kullanıldığı tahmin edilmektedir. İkinci ve üçüncü asırlara tarihlenen yedi ev ve tapınak mezarları, ayakta kalmayı başaran ana yapılardır. Bunlardan en uzunları 7.5 metre yüksekliğindedir.
İki katlı bir tapınak mezarının 2.3 metre yüksekliğinde İyon sütunları ve 2.9 metre yüksekliğindeki bir üst katta Korinth başlıkları vardır. İçerisinde günümüze kadar gelmeyi başaran üç lahit bulunmaktadır.
Akropolisin tepesinde, antik kentin kalıntıları vardır. Bunlar arasında deniz tanrısı ve bir Yunan yazıtını gösteren bir mozaik zemine sahip bir Roma hamamı da bulunmaktadır. Sütun üzerindeki bir kitaba göre, biri Anglus ailesine adanmış iki Heroa'nın sütunlarının kalıntıları da vardır.
Denize bir kaç dakika yürüme mesafesinde olup sizi cezbedecek oteller için Silifke denize sıfır oteller sayfamıza göz atmayı unutmayın.
Karakabaklı
Karakabaklı
Karakabaklı bir arkeolojik sit alanıdır. Silifke İlçesi’nin kırsal kesiminde, Karadedeli Köyü’nün yanında yer almaktadır.
Yerleşim tarihi Helenistik Dönem’e aittir. Roma ve Erken Bizans çağları boyunca yeniden inşa edilmiş ve yerleşim sağlanmıştır. 7. ve 8. yüzyıllarda Arap-Bizans savaşları sırasında terk edilen kentin ne Helenistik Dönem'de kullanılan adı ne de Roma Dönemi'nde kullanılan adı bilinmektedir. Karakabaklı Osmanlı İmparatorluğu sonrası verilen ismidir.
Kalıntılar üzerinde çalışan Profesör Semavi Eyice'ye göre çok sayıda ev vardır. Bunlardan yedisi nispeten iyi durumdadır. Dördü tek katlı, diğerleri ise iki ya da üç katlıdır. Yapı malzemesinde kireç taşı kullanılmıştır. Evler standart plana sahip değildir. Farklı ekonomik statüdeki kişilere ait olduğu düşünülmektedir. Bazilikalar, sarnıçlar ve kısmen açığa çıkarılmamış bir Roma yolu öne çıkan gezi noktalarıdır.
Işıkkale
Işıkkale
Işıkkale, Türkiye'de bulunan en eski yerleşim yerlerinden biridir. Silifke İlçesi’nin kırsal kesiminde, Karadedeli Köyü’nün kuzeyinde yer almaktadır. Karakabaklı ve Sinekkale de dahil olmak üzere üçüncü arkeolojik açıdan en önemli ören yerleri arasındadır. Karakabaklı harabelerinin 2 km uzaklığındadır.
Helenistik, Roma ve erken Bizans dönemlerine kadar uzanan tarihi bilinmekte fakat yerleşimin orijinal adı bilinmemektedir. Eski yerleşim yerinin tam ortasında kenti ikiye bölen yol geçmektedir. Harabe evlerin inşasında köşeli duvar kullanılmıştır.
Farklı dönemlerde yapılan evlerin üç nefli olduğu bilinmektedir. Günümüze kadar sağlam kalmayı başaran bazilikası vardır. Ayrıca Işıkkale'de görebileceğiniz üzeri kapalı su sarnıçları, zeytinyağı ve şarap yapımında kullanılan ikili presleri de dikkat çekmektedir.
Kendinizi ev sıcaklığında hissedebileceğiniz, sorunlarınıza anında çözüm bulabileceğiniz uygun fiyattaki oteller Silifke butik otelleri sayfamızda yer almaktadır.
Taş Köprü
Silifke Taş Köprü
Taş Köprü, şehir merkezinin ortasından akan Göksu Nehri'nin üzerine inşa edilmiştir. İlk yapıldığı zamanlarda 7 göze sahiptir. Restorasyon çalışmaları sonrası 5 gözlü bir hale gelmiştir.
Köprü, M.Ö. 77 ve 78'de Roma İmparatoru Vespasian ve oğulları Titus ve Domitianus adına Silifke Valisi Octavius Memor tarafından yaptırılmıştır. Yapı, 18. yüzyıla kadar Silifke vatandaşları tarafından kullanılmıştır. 19. yüzyılda yıkılan köprü, 1870 yılında Silifke Osmanlı valisi Mehmet Ali Paşa tarafından tekrar restore edilmiştir. Bir sonraki restorasyon 1972'de Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılmıştır.
Yapı malzemesi kireç taşıdır. Toplam uzunluğu 120 metre, genişliği ise 5.4 metredir. En büyüğü 17,4 metre olan 7 kemer vardır. Ancak orijinal yapının sadece üç kemeri günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.