Girne’nin tarihi M.Ö. 10. yüzyıla kadar dayanır. İlk yerleşimlerin uzun zaman öncesinde Ege bölgesinden gelen koloniler tarafından oluşturulduğu düşünülmektedir. Akalar tarafından kurulduğu düşünülen Girne şehri, yıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Persler, Araplar, Bizanslılar, Osmanlılar ve son olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin hâkimiyeti altına girmiştir. Romalılar zamanında Schernae olarak adlandırılan Girne, bünyesinde birçok tarihi yapıyı barındırmaktadır.
Bu tarihi yapılar arasında Girne Kalesi, Bellapais Manastırı, Bufavento Kalesi, Kantara Kalesi ve Hilarion Kalesi yer alır. Ayrıca tarihi eserlerin yer aldığı bir de Gemi Enkazı Müzesi bulunmaktadır.
Girne'nin tarihi ve turistik mekanlarına yakın olan otellerin listesini Girne otelleri sayfamız üzerinden öğrenebilirsiniz.
Girne Kalesi
Tarihi Girne KalesiGirne şehrinin kuzey doğusunda yer alan kale, dörtgen bir mimariye sahip olup limana hâkim bir bölgede konumlandırılmıştır. Zamanında Arap istilasında kurtulmak isteyen Bizanslılar tarafından yapılan kale, mevcut şeklini 16. yüzyılda Venedikliler tarafından kazanmıştır. Surları içerisinde 12. yüzyıldan kalma bir şapel, tarihi boyunca kaleyi işgal eden askerlere adanmış bir müze, batık müzesi, zindanlar, kafe, hediyelik eşya dükkânı ve tuvaletler vardır.
Kale kendi içerisinde erişimi kolaylaştırmak için üç seviyeye ayrılmıştır. Girişin eğimleri oldukça dik olmasına rağmen ilk birkaç basamak içermemektedir. En üst seviyeye erişildiğinde kalenin tüm çevresini kaplayan surlara çıkmış olunur. Surların üzerinden deniz, liman ve uzaklarda bulunan birçok konum rahatlıkla gözlemlenebilmektedir. Ayrıca surların kayalık yolları üzerinden Hilaron Kalesi’nin dikkat çekici görünümü ön plana çıkar.
Girne Kalesi giriş ücreti 12 TL'dir.
Kıbrıs'ta Girne Kalesine yakın olan tüm konaklama seçeneklerini ve fiyatlarına dair bilgileri size özel olarak Kıbrıs otel fiyatları üzerinden sunuyoruz.
Bellapais Manastırı
Tarihi Bellapais Manastırı
Bellapais Manastırı, Girne merkeze 13 km uzaklıkta bulunan Bellapais kasabasında bulunur. Kuzey Kıbrıs’ın Beş Parmak Dağları’nın eteklerinde yer alan bu eski manastır “Barış Manastırı” anlamına gelen “Abbaye de la paix” den türemiştir.
Bellapais Manastırı, Kudüs'ten Kıbrıs'a gelen ve 1198 yılında ilk yapılarını yapmaya başlayan Augustinian rahipler tarafından inşa edilmiştir. Günümüze ulaşan birçok kalıntı Lusignan Kralı 3.Hugh tarafından 1267-1284 yılları arasında yapılmıştır. Avlu köşkleri ve Gotik düzenlemeler ise 1359 yılında Kral 4. Hugh tarafından eklenmiştir.
Girne dağları olarak adlandırılan Beş Parmak Dağları'nın eteğinde yer alan bu manastır, denizden 200 metre yükseklikte bulunur. Çevredeki köyleri ve Akdeniz’i gören bir manzaraya sahiptir. Günümüzde sadece harabeleri kalmış olan manastırın etrafında birkaç kafe, restoran ve butikler bulunmaktadır. Manzarası ile ön plana gelen manastır, yeşilliğin içerisinde güzel bir atmosfer oluşturur.
Buffavento Kalesi KalıntılarıBuffavento Kalesi'nin yapım tarihi tam olarak bilinmemektedir. Ancak 10. yüzyılda Arap akıncılardan korunmak için Bizans Saat Kulesi olarak inşa edildiği düşünülmektedir. Bizans kralı Isaac Commenos'un 1191'de, Aslan Yürekli Richard'ın istilasına uğradığı sırada kaleyi arkasında bırakarak kaçtığı, kazılar sonucunda ortaya çıkan belgelerden öğrenilmiştir. Kale mimarisi iki kolon üzerine inşa edilmiştir ve ana kapı kolonlara göre daha çok sağlamdır.
Girne'ye yaklaşık 11 km uzaklıkta bulunan Buffavento Kalesi, ada da bulunan üç haçlı kalenin arasında en yüksek konumun sahibidir. Denizden 955 metre yüksekliğe sahip olan kaleye ulaşmak için iki farklı yol seçeneği mevcuttur. Bu seçeneklerden en kolay ulaşım sağlayanı ise Girne-Gazimağusa yolundaki dağ geçididir. Girne Dağları'nın neredeyse zirvesinde bulunan bu kaleye ulaşmak için yaklaşık 30 dakikalık bir tırmanış söz konusudur. Konumu itibari ile oldukça geniş bir manzaraya sahiptir.
Kaleye giriş ücretsizdir.
Girne'de doğal güzellikleri ile hayata bir daha tutunmanızı sağlayacak ihtişamlı yerleri ekibimiz sizin için Girne gezi rehberi sayfasında listeledik.
Kantara Kalesi
Kantara KalesiKantara Kalesi Aslan Yürekli Richard'ın adayı alma girişimlerinden korunmak için 1191 yılında inşa edilmiştir. Ayrıca yıllar boyunca Luzinyan Şövalyeleri arasında birçok anlaşılmazlığa sebep olan kale, birçok savaşa şahit olmuştur.
Kantara Kalesi deniz seviyesinden 630 metre yüksekliğe inşa edilmiş eski bir savunma yapısıdır. Kayalıklı dağlar arasında bulunması ve 360 derecelik seyir manzarasına sahip olması nedeniyle yıllar boyunca büyük bir öneme sahip olmuştur. Kuzey cephesi Türkiye'ye, güney cephesi ise Gazimağusa’ya bakmaktadır. Doğu kısmında havanın açık olduğu bir günde neredeyse adanın büyük bir kısmı görülebilecek kadar geniş bir manzaraya sahiptir. Kalenin batı kısmından ise Buffavento Kalesi ve Aziz Hilarion Kalesi görünmektedir. Genel olarak kuzey sahil şeridine hâkim bir noktada yer almaktadır.
Kaleye giriş ücreti 7 TL’dir.
Kıbrıs'ın görülmesi ve mutlaka görülmesi gereken tüm yerlerini Kıbrıs gezi rehberi sayfasında incelemeyi unutmayın.
Aziz Hilarion Kalesi
Aziz Hilarion Kalesi KalıntılarıAziz Hilarion Kalesi adını 10. yüzyılda kalede yaşamış olduğuna inanılan kanonlu bir keşişten alır. İlk olarak bir manastır olarak işlev görmüştür. 1092'deki bir dizi ayaklanma, İmparator I. Alexis'i adaların savunma sistemlerini güçlendirmeye zorladığı için Aziz Hilarion Kalesi manastır yerine askeri bir üs olarak kullanılmaya başlanmıştır. Asıl savunma üssü rolünü ise 11. yüzyılın sonlarında kayalık bir konumda olmasından dolayı kazanmıştır. Sur duvarları günümüze kadar sağlam bir şekilde varlığını korumuştur.
Dik bir kayalığın zirvesinde bulunduğu için kaleye ulaşmak oldukça çaba gerektirir. Girne Belediyesi tarafından yapılan küçük bir patikadan zirveye ulaşılabilir. Manzarası itibari ile oldukça geniş bir coğrafi görüş sağlamaktadır.
Kaleye giriş ücreti 7 TL’dir.
Girne'de kaliteden ödün vermeyen ve bir çok aktiviteyi yapabileceğiniz oteller için Girne 5 yıldızlı oteller sayfamıza göz atabilirsiniz.
Gemi Enkazı Müzesi
Tarihi Gemi Enkazı Müzesi
Girne Kalesi'nin içinde yer alan Gemi Enkazı Müzesi günümüzden 2300 yıl kadar önce Girne'nin hemen açıklarında batan bir kargo gemisini sergilemektedir. 1965'te yaklaşık 30 metre derinlikte keşfedilmiş ve 1967-1969 yılları arasında Pennsylvania Üniversitesi'nden gelen deniz arkeologları tarafından gün yüzüne çıkarılmıştır. Bilinen en eski batık gemi olma özelliğine sahiptir. Yapılan karbon testlerinde geminin MÖ. 389 yılında Büyük İskender zamanında yapıldığı ortaya çıkarılmıştır.
Müzenin sergi salonunun üst katları arkeolojik dalışların fotoğraflarını bulundurur. Ayrıca geminin bulunduğu noktanın üstten bir görünümünü sunar.
