Hatay'ın İlçeleri

Hatay, Akdeniz Bölgesi’nde ve Türkiye’nin en güneyinde yer almaktadır. Çok eskilere uzanan tarihi, farklı din, dil, ırk ve mezhep ayırt etmemeksizin kucaklayıcı yapısı, verimli toprakları ve aynı zamanda muhteşem doğasıyla kendine has birçok özelliği bulunan bir il konumundadır.

I. Dünya Savaşı sırasında yaklaşık 20 yıl boyunca Fransız işgali altında kalan Hatay, önce bağımsız bir devlet olmuş, ardından 1939 yılında Türkiye topraklarına katılmıştır.

Hatay’da saymakla bitmeyecek bir tarihi zenginlik bulunmaktadır. Her yerinden adeta tarih fışkıran Antakya ile deniz ticareti ve sanayisi en gelişmiş ilçesi olan İskenderun, Hatay’ın gözde ilçelerindendir. Hatay’ın 15 tane ilçesi bulunmakta olup, birçoğu kendine özgü yapısıyla dikkatleri çekmektedir.

Hafta sonu tatilinizi ailenizle birlikte geçireceğiniz rahat konaklama imkanları sağlayan otelleri ekibimiz sizin için Hatay bölgesi otelleri sayfasında listeledi.


İskenderun

İskenderun İskenderun

Hem muhteşem doğasıyla, hem büyük bir öneme sahip olan limanıyla, hem de tarihiyle Akdeniz’in gözde şehirlerinden biri olan İskenderun, Hatay’ın en büyük ilçelerinden biridir. Deniz ticareti anlamında İskenderun Limanı, Türkiye’nin de en önemli limanları arasında yerini almıştır. Amanos Dağları yamacında kurulmuş ve Akdeniz’e kadar uzanan İskenderun, deniz ve ormanın iç içe olduğu muhteşem doğasıyla da ziyaretçilerini büyülemektedir.

MÖ 16. yüzyılda Fenikeliler tarafından kurulduğu düşünülen İskenderun, günümüzde olduğu gibi tarihinde de önemli bir liman kenti olmuştur. Çıktığı büyük seferde MÖ 333 yılında Pers ordularını İssos yakınlarında yenen Büyük İskender, İskenderun’u çok beğenmiş ve kendi ismini vermiştir.

İskenderun’a yakın konumda gezilecek birçok yer bulunmaktadır. Türkiye’nin üçüncü deniz müzesi olan İskenderun Deniz Müzesi, İskenderun’da merkezi bir konumda olan Kaptan Mehmet Paşa Cami, farklı mezheplere ait kiliseler, İskenderun’a 20 km mesafede Payas’ta bulunan Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, hoşça vakit geçirmek ve denizin tadını çıkarmak için İskenderun sahili görülmesi gereken yerlerdendir.


Antakya

Antakya Antakya

Antakya, Türkiye’nin en güneyinde ve Akdeniz’in doğusunda yer alan Hatay ilinin en büyük ve tarih açısından en önemli ilçesidir. Hatay 2012 yılında büyükşehir olana kadar Antakya merkez ilçe konumundaydı. Bu tarihte bir kısmı merkez Antakya’dan ayrılarak Defne ilçesi kurulmuştur. Bölgedeki yerleşimler çok eski zamanlara kadar uzanmaktadır. Antakya kenti ise Seleucos Nikator tarafından MÖ 300 yılında kurulmuştur. Büyük İskender’in generallerinden biri olan ve İskender’in ölümünden sonra bu bölgede kendi imparatorluğunu kuran Seleucos, kente babasına izafeten Antiocheia ismini vermiştir. 

Seleucos İmparatorluğu zamanında bölgeye başkentlik yapan Antakya, ticarette çok büyük gelişim göstermiş ve zenginleşmiştir. MÖ 64 yılında Roma İmparatorluğu bünyesine katılan Antakya, altın çağını bu dönemde yaşamıştır. 

Antakya, Roma ve İskenderiye’nin ardından imparatorluğun üçüncü büyük şehriydi. Kentte saraylar, hanlar, hamamlar, heykeller, kanalizasyon ve hipodrom bulunmaktaydı. Tarihte bilinen ilk olimpiyatlar da Seleucos ve Roma İmparatorlukları döneminde 200 yıl boyunca Antakya’da yapıldı. Dünyada gece aydınlatılan ilk cadde olan Herod Caddesi de Antakya’da bulunmaktadır.

Hıristiyanlığın ilk kilisesi olarak bilinen Saint Pierre Kilisesi, Anadolu’daki ilk cami olan Habib-i Neccar Cami, on binlerce arkeolojik eserin sergilendiği Hatay Arkeoloji Müzesi, Osmanlı çarşı kültürünün yaşayan bir örneği olan Uzun Çarşı, 270 yıllık bir geçmişe sahip olduğu düşünülen Sinagog, Antakya’da görülmesi gereken yerlerden birkaçıdır.

Hatay'da tatilinizi bir adım yukarı taşımak için gezmeniz gereken yerleri listeledik. Hatay'ın gezilecek yerleri yazımızı kontrol etmeyi unutmayın.


Kırıkhan

Kırıkhan Kırıkhan

Kırıkhan, Hatay’ın eski yerleşim yerlerinden biri olmasına rağmen günümüzde toprak altındaki höyüklerden başka çok fazla kalıntıya rastlanmamaktadır. 

Helenistik Dönem’e ait olduğu düşünülen Darb-ı Sak Kalesi ise Kırıkhan tarihine ait en eski yapılardandır. Kale bünyesinde bulunan Beyazıt-ı Bestami Türbesi son zamanlarda ziyaretçiler tarafından oldukça rağbet görmektedir.  Kırıkhan’ın diğer tarihi yerleri arasında 17. yüzyıl başlarında yapılmış olan Muratpaşa Köprüsü, Karasu çayı üzerinde bulunan Danaahmetli Köprüsü ve kaya oyma mezarları olduğu düşünülen ve hakkında çeşitli inanışlara sahip olunan Beşkardeşler Mağarası yer almaktadır. Kırıkhan’a yakın bir konumda olan Gölbaşı Gölü ve Kırıkhan açısından çok önemli bir yere sahip olan özellikle yaz aylarında yöre halkının akınına uğrayan Alan Yaylası ilçenin doğal güzellikleri arasındadır.


Reyhanlı

Reyhanlı Reyhanlı

Hatay’ın Suriye sınırında bulunan Reyhanlı ilçesinin tarihi 5000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır.  Bölgede tarihi çok eskilere dayanan höyükler bulunmaktadır. Bunlardan bazıları, Tel Tayinat Höyüğü, Aççana Höyüğü ve Cüdeyde Höyüğü’dür. Reyhanlı da ayrıca Kasr-el Benet denilen Bizans saray kalıntıları ve Türkiye’nin önemli değerlerinden olan Cemil Meriç adına yaptırılmış olan Cemil Meriç Kültür Evi Müzesi gezilmesi gereken yerlerdendir.

Antakya’ya 40 km uzaklıkta bulunan Reyhanlı, Türkiye ile Suriye arasında önemli bir rol üstlenmekte olan Cilvegözü Sınır Kapısı’nı da ilçe sınırları içerisinde bulundurmaktadır.


Arsuz

Arsuz Arsuz

Arsuz, Hatay’ın en uzun sahil şeridine sahil ilçesidir. Bilinen tarihi MÖ 300 yılına, Seleucos İmparatorluğu zamanına kadar uzanır. Daha sonra Roma, Bizans, Memlûk ve Osmanlı imparatorluklarının egemenliği altında kalmıştır. Bir zamanlar İskenderun ilçesine bağlı olan Arsuz, 2012 yılında ilçe olmuştur.

Arsuz, Rhosus, Rhopolis ve Arsous gibi birçok isimle anılmış ve son olarak günümüz kullanımıyla Arsuz ismini almıştır. Hatay’ın deniz turizmi açısından en önemli yerleri Arsuz’da bulunmaktadır. Deniz turizmi, yöre halkının en önemli geçim kaynağı olmakla birlikte balıkçılık da öne çıkan geçim kaynakları arasında sayılabilmektedir. 

Meryem Ana Havuzu, gerek tarihi açıdan gerek doğal güzellikleri açısından Arsuz’un en önemli yeri konumundadır. 500 yıllık bir tarihe sahip olduğu düşünülen Mar Yuhanna Kilisesi, 6. yüzyılda yapılmış ve yakın zamanda mozaikleri gün yüzüne çıkarılmış olan Kutsal Havariler Kilisesi ve Suriye sınırına en yakın konumda bulunan Arsuz Deniz Feneri, Arsuz ilçesinin gezilecek ve görülecek yerleri arasında bulunmaktadır.  


Samandağ

Samandağ Samandağ

Samandağ tarihi, MÖ 300 yılında Seleucos Nikator tarafından kurulan Selucia Pieria liman kentine kadar uzanmaktadır. Samandağ ilçesi tarihi açıdan birçok önemli eserin yanı sıra birçok doğal güzelliği de bünyesinde barındırmaktadır.

Seleucia Pieria, Titus Tüneli, Beşikli Mağara ve Saint Simone Manastırı Samandağ'da önemli tarihi mekânlardandır. Türkiye’deki son Ermeni köyü olan Vakıflı Köyü, Hz. Musa’nın asası olduğuna inanılan 2000 yaşından daha yaşlı olan Musa Ağacı, 14 km uzunluğuyla Türkiye’de bulunan en uzun sahil niteliğindeki Samandağ Sahili ve olağanüstü doğasıyla herkesi kendine hayran bırakan Batıayaz Yaylası, Samandağ ilçesinin gezilmesi gereken doğal güzellikleri arasında yer almaktadırlar.

Önceki adı Süveydiye olan kent, 1948 yılında Samandağ adını almış ve ilçe olmuştur. Hatay’ın en güneydeki ilçelerinden biri olan Samandağ, Antakya’ya 25 km uzaklıkta bulunmaktadır.

Hatay'da sizi günümüz dünyasından ayırıp başka bir diyara taşıyacak yerler için Hatay gezi rehberine göz gezdirmeyi unutmayın.


Payas

Payas Payas

Hatay’ın 2012 yılında ilçe statüsüne kavuşan ilçelerinden biri olan Payas, aslında çok köklü bir tarihe sahiptir. Payas bir liman kenti olması sebebiyle birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve denizcilik alanında ün salmış olan Cenevizliler tarafından da uzun bir süre kullanılmıştır. Yavuz Sultan Selim’in 1516 yılında çıktığı Mısır seferiyle birlikte Osmanlı topraklarına katılan Payas, limanı sayesinde Osmanlılar zamanında da büyük bir öneme sahip olmuş ve kente kervansaraylar ve kaleler gibi önemli eserler yapılmıştır.

Mimar Sinan tarafından 1574 yılında yapılan Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun Payas’taki en önemli tarihi eserlerindendir. Külliye içerisinde bulunan II. Selim Cami, külliyenin hemen bitişiğinde yer alan ve külliyenin ve limanın korunmasında tarihteki rolünü hakkıyla yerine getirmiş olan Payas Kalesi, ilk olarak Cenevizliler tarafından yapıldığı düşünülen Cin kulesi ilçenin diğer önemli tarihi eserleri arasında yer almaktadır.

Külliyede bulunan ve anıt ağaç olarak tescillenmiş olan 1350 yaşında olmasına rağmen hala meyve veren Hünkâr Zeytini, önemli doğal güzellikleri arasındadır. Bunun yanı sıra Damlataş Mağarası, Payas Çayı ve Sincan Şelalesi ilçenin diğer doğal güzellikleridir.


Dörtyol

Dörtyol Sahil Şeridi Dörtyol Sahil Şeridi

Hatay’ın en eski yerleşim alanlarından biri Dörtyol olarak bilinmektedir. İlçede bulunan Kinet Höyüğü’nün tarihinin MÖ 5000 yılına kadar uzandığı düşünülmektedir. Bölge, bilinen ilk medeniyetlerden olan Akadlar ve Sümerlerin izlerini de taşımaktadır. 

İskenderun’a 35 km ve Antakya’ya 95 km uzaklıkta bulunan Dörtyol ilçesi, Osmaniye ve Adana illerine de oldukça yakın bir konumdadır. 

Dörtyol, I. Dünya Savaşı sırasındaki işgallerden 1922 yılında kurtulmuş ve Adana’ya bağlanmıştır. 1939 yılında Hatay’ın anavatana katılmasıyla birlikte Hatay sınırlarına dâhil edilmiştir.

Dörtyol’da gezilecek yerlerin başında tarihi taş devrine uzanan Kinet Höyüğü, 1290 yılında yapılmış ancak günümüzde harabe haline gelmiş olan Mancınık Kalesi,  Milli Mücadele’nin ilk direnişi adına yapılmış olan İlk Kurşun Müzesi ve Atatürk Evi gelmektedir. Dörtyol’da bulunan yaylaların en gözdelerinden olan Çökek Yaylası ve Topaktaş Yaylası ise bölgenin doğal güzelliklerinden sayılabilir.

Dörtyol ilçe ekonomisinde çok büyük pay sahibi olan turunçgillerin tanıtımı için her yıl Dörtyol Kültür, Sanat ve Turunçgil Festivali düzenlenmekte olup, festival kapsamında konserler, sergiler gibi çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

Hatay'da merkezi noktalarda yakın, havuzlu ve jakuzili otellerin listesini Hatay havuzlu oteller sayfamızda bulabilirsiniz.


Erzin

Erzin İçmeleri Erzin İçmeleri

Erzin, Akdeniz’in körfez bölgesinde ve Hatay ilinin en kuzeyinde, Osmaniye sınırında yer alan ilçedir. I. Dünya Savaşı sıralarında Fransızların işgali altında kalmış ancak 1922 tarihinde işgalden kurtularak Adana iline bağlanmıştır. 1939 yılında Hatay’ın anavatana katılmasıyla birlikte, Adana’dan alınıp, Hatay iline bağlanmıştır. Erzin 1987 yılında ilçe olmuştur.

Erzin ilçesinde tarihi MÖ 3000 yıllarına uzanan İssos Antik Kenti gezilecek yerlerin başında gelmektedir. Erzin, son yıllarda şifalı olduğu düşünülen içmeleri ve kaplıcaları sayesinde çevre illerden gelen misafirler başta olmak üzere bir hayli popüler hale gelmeye başlamıştır.

Son yıllarda kaplıca turizmi bölge ekonomisine büyük bir katkı sağlamaktadır. Ayrıca Erzin ilçesinde narenciye başta olmak üzere tarım ve hayvancılık da önemli geçim kaynakları arasında yer almaktadır.


Yayladağı

Yayladağı Yayladağı

Yayladağı, hem Hatay ilinin hem de Türkiye’nin en güneyinde bulunan ilçesi konumundadır. Osmanlı zamanında adı Ordu olan ilçe, Ordu ili ile karıştırıldığı için 1940 yılında adı değiştirilmiş ve Yayladağı ismi konmuştur. Antakya’ya 43 km uzaklıkta olan Yayladağı’nda, Suriye sınırına açılan Yayladağı Sınır Kapısı da bulunmaktadır.

Kılıç Dağı üzerinde bulunan ve MS 4. yüzyılda yapıldığı düşünülen Saint Barlaam Manastırı, ilçenin kurucusu olduğu bilinen Kasım Bey’in adına yaptırdığı Kasım Bey Cami ve Kasım Bey Köprüsü, Yayladağı ilçesinin en önemli tarihi varlıklarıdır.

Tarım konusunda iyi bir konuma sahip olan Yayladağı ilçesinde tütün, zeytin, zeytinyağı, defne yağı ve defne sabunu ilçe ekonomisine önemli katkılar sunmaktadır. Hayvancılık konusunda çok gelişim gösterilmemişse de dağlık olmasından dolayı daha çok keçi beslenmektedir.


Belen

Belen Belen

Amanos Dağları üzerinde bulunan ve geçit görevi görmesinden dolayı tarihte ve günümüzde büyük bir öneme sahip olan Belen, Hatay’a bağlı bir ilçedir. Bölgenin tarihi geçit olmasından dolayı geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. Fakat Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi itibariyle bölgeye yerleşimler başlamıştır.

1551 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış ve onun adını taşıyan Kanuni Sultan Süleyman Cami, en önemli tarihi eser olarak sayılabilir. Belen ilçe merkezine 5 km mesafede kuş gözlemciliği başta olmak üzere birçok aktivite yapabilme olanağı sunan Belen Geçidi Tabiat Parkı, Hatay yayla turizminin en önemli noktalarından biri olan Soğukoluk Yaylası ve ilçenin artık mahallesi konumuna gelen Atik Yaylası, Belen’in doğal güzelliklerinden bazılarıdır.

1990 yılında ilçe statüsüne yükselen Belen bölgesinde yeterli iş alanı olmadığından İskenderun ve Antakya gibi büyük ilçelerde iş olanağı bulan yöre halkı, ayrıca tarım ve hayvancılıkla geçimini sürdürmektedir.


Altınözü

Altınözü Altınözü

Hatay’ın güneydoğusunda bulunan Altınözü ilçesi, Antakya’ya 23 km uzaklıktadır. Bölgenin tarihinin Helenistik Dönem’e kadar uzandığı düşünülmektedir.

Helenistik Dönem’e ait olduğu düşünülen Kozkalesi, ilçede bulunan en önemli tarihi eserdir. Bununla birlikte 1875 yılında yapılan Fatikli Cami ve 14. yüzyıl eserlerinden olan Maria Ana Rum Ortodoks Kilisesi, yirmiye yakın Roma kaya oyma mezarının bulunduğu Gelinler Dağı Nekropolü ve 18. yüzyılda bölgedeki arazilerin sulanması için yapılan Zikir Gölü, ilçenin diğer önemli tarihi ve gezilecek yerleri arasında bulunmaktadır.

Altınözü, Hatay bölgesinin zeytincilik anlamında en önemli ilçelerinden biri konumundadır. Bölgede birçok zeytin türü yetiştirilmekte olup, son zamanlarda bölge zeytininin tanıtımı amacıyla Altınözü Zeytin ve Zeytinyağı Festivali düzenlenmektedir.


Hassa

Hassa Hassa

Antakya ve İskenderun’a 80 km uzaklıkta, kuzeyinde Gaziantep ve doğusunda Suriye olan Hassa, Hatay’ın en kuzeyinde bulunan ilçelerindendir. İlçe 19. yüzyılın sonlarında bölgedeki bir isyanı bastırmak için gelen Osmanlı birliklerinin bölgede konaklaması ile kurulmuştur. 

Hatay’ın anavatana katılmasıyla birlikte bağlı olduğu Gaziantep’ten ayrılarak 1939 yılında Hatay’a bağlanarak ilçe konumuna gelmiştir.

Tarihi pek yakın olan Hassa ilçesinde tarihi yapı ve gezilecek yer pek bulunmamaktadır. Nar yetiştiriciliği Hassa ilçe ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır.


Defne 

Defne Defne

Büyükşehir yasasıyla birlikte 2012 yılında Antakya bünyesinden bazı bölgeler ayrılarak Defne adında yeni bir ilçe kurulmuştur. Ancak Defne olarak ayrılan bölgenin tarihinin Antakya’dan bile eski olduğu bilinmektedir. 

MÖ 3000 ile MÖ 4000 yıllarına tarihlenen bölgenin en eski yerleşim alanlarından biri olan Harbiye Mahallesi de Defne ilçesi sınırlarında yer almaktadır. Bölgede yapılan arkeolojik kazılarda daha çok Roma ve Bizans dönemlerine ait birçok bulguya rastlanmış ve günümüzde Hatay Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. 

Bölgenin sayfiye yeri olarak da bilinen Harbiye Mahallesi’nde bulunan Harbiye Şelaleleri, ilçenin en önemli doğal güzellikleri arasındadır. Tarihiyle Harbiye Mahallesi, mitolojik hikâyesiyle ve muhteşem doğal güzelliğiyle Harbiye Şelaleleri birçok turist tarafından ziyaret edilen bir bölge konumundadır.

Antakya ile bitişik konumda olan Defne ilçesinin en gözde mekânı olan Harbiye Şelaleleri, Antakya’ya 7-8 km uzaklıkta bulunmaktadır.

Hatay'da hayatınızın en mutlu gününün ve bu günü taçlandıran tatilin kusursuz geçmesi için Hatay balayı otelleri sayfamızı kontrol etmeyi unutmayın.


Kumlu

Kumlu Kumlu

Antakya’ya 40 km uzakta Suriye sınırında bulunan ilçedir. 1945 yılında Amik Gölü’nün kurutulmasının ardından açığa çıkan tarım topraklarının işlenmesi amacıyla birkaç aile bölgeye yerleştirilmiş ve Reyhanlı ilçesine bağlı bir köy olmuştur. Devlet tarafından hibe edilen arazileri almak maksadıyla nüfusu hızlı bir artış göstermiş ve 1990 yılında ilçe konumuna gelmiştir.

Bundan 70 yıl öncesine kadar bataklık olan ilçede gezilecek bir yer bulunmamakta olup başlıca gelir kaynağı tarımdır.